Artık içimden konuşmaya başladım!Susmalıydım, manasız nazarlardan korkmalıydım Nefes nefese varlık nefsi adına soluyanlardan uzaklaşmalıydım, peki, neden kaçmalıydım Anlatamazdım, vicdan sızısı ne demek kalbi manada tattıramazdım bir hal-i fakir niyazdım Ne zaman hak ve hakikatle birebir manalaştım aşkın hidayeti nasip olduğunu anlamalıydım Nereye baksam içim acıyor, umudum bizar kalıyor Ne gücüm yetiyor, ne izanım geçit veriyor, gizli bir nefes çok acele etme diye haykırıyor Bakıp kalıyor, insan denen müstesnayı ne kadar anlıyordum, yanılıgılar günyüzüne çıkıyor İşte bu vakitte hüzün sinemde ayağa kalkıyor, ruhumun hicran damlaları şevki surur arıyor Demek ki kurban olmak dilin lahzasında kolaymış İrade ve azim hakikatte aşk için emanet-i furkanmış, aklın ve vicdanın didarında ne varmış Hasat vakti neden hicran içinde manalaşan zamanmış, elem niçin gammış, uyumak yasmış Gönül nasıl hakkıyle anlaşılırmış, nefsanilik ne vakit ibret-i aleme meşale olup anlamlaşmış Deniz içimde mi, sancılar kalbim için müjde mi Akıbetin ne olacağı belli mi, şanslar ve tesadüflerde arananların uhteleri bir keder mi Hayal zihnim için kefalet eder mi, kaygılar nasibi önceler mi inanmak hiç şek şüphe ister mi Yıllardır boşuna mı aldanıp avundum, bin hüzünle nefes aldım, süruru tatmadım, elem mi Bir caminin şadırvanında yalnız başımayım Mimarsinanın memleketine yaptırdığı bir şaherin makanındayım, mütevazı cenahındayım Oturdum bir köşeye, ezan vaktini bekleyim diye kuşlar ziyaretime geldi aranıyorlar anladım O an kimsesizleri sokaklarda yalnızlık içinde gezenleri andım kuşlara yemlerini bırakmıştım Mustafa Cilasun |