YOLCUYA ZEVAL OLMAZRüzgar eker isen fırtına bekle Ne ekersen onu biçeceksin unutma Ki! Bazıları kötülük nifakı ekmekten zevk alır Kötülükten maraz doğar iyiliğe ak yeter Hangi yolun yolcususun insafli ol Yol geçen hanında yaşamışsan yıllar yılı Avuçlarını yalarsın aklını başına al Doğru hatta kal karanlıkta yürü Korkma! İzini bulsalar ne yazar İçindeki güzellikleri engelleyen kalın duvarları yık Kabüslara meydan oku. İçindeki fırtınayı dinleyip duygularını kamçıla Kötülüklere yelken açma Yaşam güzergahinda zıkzaklı yollara sapma Yaşam gizemi altın tepside mutluluk sunmaz Fırsatları değerlendir ortam yarat kendine Sabır halatını asla elden bırakma Tutunduğun dallar geleceğin teminati Geçmişinde çürük dallara tutundun Yaşamının yönü değişti Zıkzaklı yokuşlara tırmandın Doğru hatta kalamadın Ömrünü hep hazan ve kışla geçirdin Bir çırpıda doğrularda yürümelisin Edepliye secde et edepsizi defet Çıkarın için bukalemun olma Bir anlık rahat yaşarsın ama Dışlanırsın toplumdan Son pişmanlık para etmez Keşke!Ah keşkelere maruz kalma Yol belli iz belli Kimler gelip geçmemiş ki bu yollardan Yürek sayfama ılgıt ılgıt seher yeli eserken Uyanmalı ve sahiplenmeliyim Güzelliklerin hoşgörünün tutsağı olmalıyım Yüreğimde taşıdığım küçük kıvılcımlar Ah yüreğim ah Hani yavuklunun gözlerinden akan enerji Ruhumu tutuşturmaz mı dersin Yeterki istek olsun Öylesine tutuşurki yüreğim Yer yerinden oynatır kükreyen ateş Uçtukça uçarım başka dünyalara Ayak altında dolaşmak gelmez işime Yaşamda hep onurlu ve dik yürüdüm Poyrazdan esen soğuk ruzgarları yudum yudum soludum Ver yansın ettim bedenimin iliklerine dek Biraz da keçi inadı yanım ağır bastı Ne olursa olsun her vakit ulu orta yürüdüm Acılar dehlizinde yanarak piştim doğrusu En azından tükürdüğümü yalamadım Harbi oldum her yerde rengimi bellettim Toplum çıkarını her şeyin üstünde tuttum Toplum önyargılı yalakalarla dolu Cahiller asılsız haberleri ayyuka çıkarır Beleş mezara on takla atanları gördüm Görünce midem bulandı kusmak istedim Varsın ders olsun toplum içinde seviyeyi öğrensın Adam gibi adam olmak varmış serde Eser yok insanlıktan insanlık nerde Aynen bukalemün Meziyeti o renkten renge girmek Dürüstlük gömleği giyene çok ters gelir Baharının kollarına atıyorum ruhumun çıplaklığını Daha ne istiyorsun yetmez mi Hala direniyorsun Vazgeçelim hazan mevsiminden Bak önümüzde bahar yağmuru selleri var Kaptıralım coşkun sel sularına kendimizi Sürüklesin bizi irem bahçelerine Karanlığı tavaf etmesin umutlarımız Kafamızda hiç bir soru işareti kalmasın Soyutlanalım önyargılı düşsel duygulardan Güneş gözlerinde asıldıkça yüreğim Huzura doymuş bebenin gülüşünü anımsarım Aç bakalım sevgi dağarcığında neler taşıyorsun Aşikarane aleni olalım Kurtulalım çeşit çeşit dertlerden Gülelim güldürelim Dünya alemi Züladaki masalları anlatalım Paylaşalım acı ve tatlı anıları Düz ovada yürüyelim yokuşa sürmeyelim sorunları Çözelim problemleri kökünden Silip süpürelim yanıtsız soru kalmasın Gülüşümüz yüreğimizden asla firar etmesin Buna izin vermeyelim Bak o zaman Dünya gerçekten yaşanmaya değer Amaç umutsuzlukların kucağında gezinmek değil Aslolan ümit deryasına tutunabilmektir İçimizdeki volkanın şaha kalkışını göstermeliyiz Dünya alem görsün ne çıkar Sen yapmazsan Ben yapmazsam Nasıl su yüzüne çıkar İnsanı duygularımız Neye yansam Ruhumun kayalıklarını okşayan bakışına mı Masum bir ceylanı andıran duruşuna mı Yansam yansam yansam tutuşsam Seni de tutuştursam Birlikte yanıp kül olsak Küllerimizi Fırat’a atsalar Nemrut’ta yine birlikte güneş gibi doğsak... Hüseyin Kara 11.01.2011 Çayel |
Ben yapmazsam
Nasıl su yüzüne çıkar
İnsanı duygularımız
her nefis gücü oranında mükelleftir....
onu yaptığı kadar insanlık inkişaf eder
güzeldi ...kutluyorum
selam ve saygılar