A'dan Z'ye TUTUKLU!..
Anlatma biliyorum geldiğin o diyarı;
Adam etti o şehir benim gibi hıyarı... Bitmez olan günlerim elbet şahsa münhasır; Bırakın saatleri saniyeler bin asır... Cezalar parsel parsel kimi çok kimi ağır; Camsız bütün duvarlar kimi kör kimi sağır... Çerçevesiz resimler boyun eğer günlere; Çektiğin eyvallahın hükmü yoktur dünlere... Defnederken acını istersen bin kez eğil; Dünya o malum dünya o bildik dünya değil... Ebruli akşamlara göz koyarken geceler; Eziyet çeker dilde küfre batan heceler... Farzı mahal düşlerin düşünde üşüyorken... Farkı yok için-dışın maskeler düşüyorken; Gaipten sesler gelir gaibe sesler gider; Günahın bir tutamı burada bir ton eder... ............................... Hayatın sineması oynar kapalı gişe; Hüzzam çıkar karşına hüzzam dolar her köşe; Itırlı sabahların çağrısına uymadan; Ilık bir meltem eser şarkısını duymadan... İkindi akşamları başlatırken ağrını İkbalin duymaz olur ikbaline çağrını... Jiletten beter hasret iliğine ulaşır; Jaleler damla damla kirpiğine bulaşır... Kabirden daha beter kapılar demir demir; Kabrime düşen yılan durma içimi kemir... Lakin düşün bir lahza düşün de hakkımı ver; Lalezara düşmeyen bülbüller kahrını yer... Masalar kırık dökük, masalar üç ayaklı; Masaların üstünde binlerce ceset saklı... Neden,nasıl, niçinler, giriyorken düşüme; Nedamet bende saklı karışmayın işime... Okşarken dudağımı küf dolu sigaralar; Oturmuş bir köşede gözlerini aralar... Öyle ki benden başka dostu yok düşmanı yok; Öyle ki benden başka tövbeli pişmanı yok... Paramparça kalbimi saklıyorum her yere; Puslu gönül ağrısı yürekte yara, bere... Razı değilim elbet böylesi nihayete; Riyaların bin türü sarılırken şirrete... Susunca dile gelir kahırlar damla damla; Safiyene hislerim kumadır derde, gama... Şerefine içeçek her türlü nedenim var; Şan dolu yarınını bırakıp gidenim var... Tekmil üstüme gelir şevkimi kıra kıra; Taaruz emri vermiş ordular sıra sıra; Umutsuzluk umuttur yarını olmayana; Ufka bakan gözleri neş’eyle dolmayana... Üstelik emaneti verecek kimse gelmez; Üstüne dağ devrilir üstünde gezen bilmez... Vadesiz hayatların vadesi geçmez artık; Vuslatın parmakları bir beni seçmez artık... Yıkılsın kör duvarlar üstüme usul usul; Yaralanmış gönlümde ne makam var ne usûl.. Zındanlar anlatırken esaret öyküsünü; Zor gelmesin dinleyin mahpusluk türküsünü... ’Aldırma gönül deyip efkar yıkın oynayın Zil çaldı teneffüs var haydi çıkın oynayın!..’ 25/01/2011 Saat: 22:42 |
VE İŞLEYİŞ
HARİKA.........TEBRİĞİMLE.....