Diyarbakır garında bir tren ağlıyor.
Yaşamış bir öykü Tam kırk yıl sonra.
Yorgun bir tren ağlıyordu. Geldi durdu. Diyarbakır garında. Yağmurlar yağıyordu, ince ince. Sen yoktun yüreğimde acı. Yüreğim buruk. Yüreğimde sancılar. Bilek damarlarımı Taşla kesmiştim. Yaşadığım öldüğüm Hiç belli değil. Seni bekliyordum. Ölümü bekler gibi. Diyarbakır garında. Takvimler 1964 yılını gösteriyor. Günlerden salı. Haziran ayı. Tığ gibi bir delikanlı. Daha yeni öğretmen olmuşum. Bir elimde çantam. Bir elimde diplomam. Diyarbakır garında. Bir tren ağlıyordu acı acı. Ben o treni bekliyordum. O trenden inecek bir yolcuyu. Önce makinistin elleri koptu. Sonra bir düdük çaldı tren. Keskin dokunaklı. Bir düdük ki. Canı tenden ayıran. Sıcak bir kan sızdı raylara Yüreğimi ezdi Ezdi de geçti. Yüreğim parçalandı içinden. Diyarbakır garında Ben ağlıyordum kaderime. Kırk yıl geçti aradan. Seni unutmdım bir tanem. Hala seviyorum. Eskisi kadar. Sıcacık çok sevecen. Diyarbakır garına oturdum. Kaderimi yazdım satır, satır. Bir sigara yaktım. Önce yalnızlığıma. Sonra çaresizliğime Kaderime ağldım doyasıya. Hala bekliyorum Sen gelmedin. Gelmedin... Biliyormusun hep seni bekledim. Adını söyledim uykularımda. Çok sevimli gülümseyen yüzün. Küçücük ellerin vardı. Ben saçlarının kokusuna hastaydım. Bir de mahsun bakışına. Seni getirmedi bana trenler. Diyarbakır garında Bir tren ağlıyordu yorgun. Ben ağlıyordum kaderime... Yağmular yağıyordu, ince ince. Üşüyordum seni düşündükçe. Üşüyordum. Bir tren ağlıyordu. Diyarbakır garında. Yalnızdım, çaresizdim, mutsuzdum. Ben ağlıyordum yalnızlığıma. Ben ağlıyordum Bu acı kaderime. Sen yoktun Sen yoktun bir tanem. Bilek damarlarım kopmuştu. Erkekler ağlamazmış yalan. Tüm erkekler ağlar ama gizli. Önce makinst baktı ağladı. Sonra tüm trenler. Geçti katar katar Sen gelmedin. Sen gelmedin bir tanem. Siyah bir duman çıktı. Bir çift güvercin kanat çırptı. Mavi göklere uçtu. Uçtu da gelmedi geri. Trenler geçti ağlayarak. Dünyalar yıkıdı gözlerimde. Ben ağlıyordum kaderime. Yüreğimin içinde canım ağlıyordu. Ellerim parmakuçlarım ağlıyordu. Yalnızlığıma. Yazan kalemim ağlıyordu Çaresizliğime... Yeni öğretmen olmuştum. Çiçeği burnunda. Bir elimde diplomam. Bir elimde çantam vardı. Yüreğimde kara sevdalar... Diyarbakır garı ters döndü başıma. Alınyazımı çizdim, ince,ince. Trenler bana bakıp güldüler sonra. Acı bir düdük çalıp Geçtiler katar katar. Kırk yıl geçti aradan. Daha dün gibi unutmadım. Surların başında Bir kara taş var. OCAKBEYİ ağlar. Gözünde yaş var. Gün gelirde biter bu ömür Bitermiş meğer. Nereye götürür bizi. Bu kara kader Hala ellerin sıcak. Hala gülümsüyor o güzel yüzün. Seviyorum seni. Seveceğim. Ölüncüye kadar... O-C-A-K-B-E-Y... Eklenme: 30-05-2007 Şair: Arif Ocakçı Ocakbey Yazan: arif |