Sarıkamış Buz Bağlamış Aşılmaz..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Osmanlı Rus Harbi-,
Şiirin hikâyesi; İlk Rus çarıydı Osmanlıya hasta adam diyen, Yıl; 1977–1978-Rumi 1293-namı diyar 93 harbi; Yıl; 1914–1916 Kars-Sarıkamış harekâtı, 93 harbi Ruslarla iki cephede savaşıldı; Tuna ve Kafkas cephesi, Ahmed Muhtar Paşa Osman Nuri Paşa Süleyman Paşa Mehmet Ali Paşa Veysel Paşa Abdülkerim Nadir Paşa Ahmed Eyüb Paşa Karadeniz-in yiğit evlatları Yemen ve Galiçya-da çarpışırken içimizdeki Rum ve Ermeniler bizi arkamızdan vurdular. Sahipsiz kalan köylerde kadın, çocuk, ihtiyar demeden zulüm ve katliam yaptılar. Deli Halit paşa Kop ve Madar dağlarında yaptığı savunma savaşında, ikinci Pinevne savunması diye tarihe gecen başarıyı sağladı. Fakat yokluk ve imkânsızlıklar Askerin boynunu büken etmenlerdendi. Giysi bulamayan asker soğukla, yiyecek bulamayıp açlıkla, hastalık salgını ile mücadele etmek zorunda kaldılar.Açlıktan atlarını kesip yemek zorunda kalanlar ve hatta atların dışkılarında ki arpa tanelerini yıkayıp kavurduktan sonra yedikleri dahi anıları arasındadır. Dağlar geçilmez dağlar, Başı ağarmış dağlar, Hiç mi düşünmedin sen, Analar neden ağlar. Zira Kop dağında şehit olan bir erin üzerinden çıkan yavuklusuna yazmış olduğu şu mektup Türk milletindeki vatan sevgisinin en samimi bir ifadesi değil midir? Mektupta şöyle denilmektedir: “Sevgili Ayşe, Sana bu satırları cepheden, Kop dağlarından yazıyorum. Seni dünyada her şeyden çok sevdiğimi zannederdim. Lakin yanılmışım. Beni affet... Kalbimi bilirsin doğruyu söylemekten zevk alırım. Dünyada meğer senden ziyade sevdiğim vatanım varmış. Vatan aşkı yanında senin aşkın, evet senin ateşli aşkın söndü... Sönük kaldı... fakat yine seni unutmadım, yine seviyorum. Bak, karşımda kanlı kanatları ile ölümü gördüğüm halde vakit buluyor, acele sana bu mektubu yazıyorum... Allah’a çok dua ettim. İnşallah eline geçer. Beni unutma. Lakin benim için ıstırap çekme. Çünkü ben mesudum... MEHMET40”. Yıl; 1914-1916 Kars -Sarıkamış Bir de harşit çayı vardı tarihte, Giresun’da, O vakityedi yaşın da olan Fadime nine anlatıyor; <<Kardeşlerim ve babam Yemen cephesine gitmişlerdi, Rumların ve Ermenilerin zulmünden kaçarken dört yaşında ki kardeşimi fındık bahçesine bırakmak zorunda kalmıştım. Yaşlı ve çocukların bir kısmı yollar da öldü, Namusunu kurtarmak için çocuklarıyla birlikte Harşit nehrine atlayan kadınları gördüm. Zulme uğrayan kadınların bir kısmı da aklının yitirdiğini gördüm.>> Eli silah tutan herkesin cephelerde çarpışırken Rum ve Ermeni çetelerinin köylerde zulüm ve toplu katliamlar yaptıkları ve bunlara karşı bir gurup Osmanlı birliğinin Harşit vadisinde karşı savunmaya ve saldırıya geçtiklerinde, Harşit nehrinin günlerce kan ve ceset aktığını müşahede etmişlerdir. İşte bu Müfreze alayında dedem Şakir çavuşta bulunuyordu, bundan gerisini Rahmetli babamın ağzından dinleyelim. —Babam anlatırdı, diye söze başlardı, Sekiz yıl askerlik yaptım Ruslarla savaşımızda topçu çavuşu idim emredilen yerlere isabetli atışlarımızla düşmana ağır zayiatlar verdik elimize geçirdiğimiz ermeni esirleri deniz kenarına toplattım ve kırk tanesini süngümden geçirdim, bu Kanımızı emen Ermeni tohumlarına mermi sıkmaya bile gelmezdi oğul….. Yine Şakir çavuşun amcası 93 harbin de gazi olarak döndüğünde anlattığı bir hatırasında, Arpa çayın da Ruslarla girdikleri yakın muharebe de kan sel olmuş ve cesetleri götürdüğünü gördüğünü anlatmıştır.
Kar mı yağmış Mehmet imin üstüne,
Bilmem bu feleğin bize kastı ne, Şehit yazın mezarının üstüne, Sarıkamış buz bağlamış geçilmez. Enver paşa idi ordunun başı, Bilmezmiydi acep burda ki kışı, Kuru ekmek, zeytin askerin aşı, Sarıkamış buz bağlamış geçilmez. Allahüekber dağı sana ne oldu, Kınalı kuzular sen de hep dondu, Koyun koyuna da mezara kondu, Sarıkamış buz bağlamış geçilmez. Üç bin metre idi yolsuz kar çölü, Açmadan soldular baharın gülü, Hiç sana acır mı gâvurun dölü, Sarıkamış buz bağlamış geçilmez. Üç yüz kişi kaldı koca kolordu, Doksan bin şehitle üçüncü ordu, Hafız Hakkı paşa emir buyurdu, Sarıkamış buz bağlamış geçilmez. Beş bin yiğidi de esir aldılar, Aldılar da Kırımlara saldılar, Domuz çiftliğin de aç bıraktılar, Sarıkamış buz bağlamış aşılmaz. Erzurum Erzurum a gelen geri çevrilir, Dadaşın önünde Moskof devrilir, Nene hatun yere düşse doğrulur, Vatan kutsal bizde asla satılmaz, Yediğin ekmeğe zehir katılmaz. Bizi arkamızdan vuranlar oldu, Ermeni ye haber salanlar oldu, Rumların hatrını sayanlar oldu, Vatan kutsak biz de asla satılmaz, Yediğin ekmeğe zehir katılmaz. 12,01,2011 |