dağılmışım geceye
dağılıp düşmüşüm yine gecenin içine
gözlerimi dökmüşüm saklı saklı dilimde lal olmuş ismin… boğazımda bir ilmek olmuş sacların ne zaman dağılsam böyle sen toplardın beni gecenin koynundan hangi kapıyı çalsam şimdi … hangi parkta hangi sarhoşa anlatsam derdimi dağılıp düşmüşüm yine gecenin içine kalbimi unutmuşum bir sokak lambası altında son gülüşlerimde de kalmış bir Çingene çiçekçinin sepetin de baksana bana diksene gözlerini üstüme dağıldım görmüyor musun hadi gelip yine toparlasana beni.. sarsana yaralarımı yine… yalanda olsa teselli etsene yalan da olsa söylesene sevdiğini çıkıp gelsene artık… dağılıp düşmüşüm yine gecenin içine uzanmış yatağıma sanki musalla taşına uzanır gibi yorganı değil yokluğunu örtmüşüm üstüne… sela’m okunmuş gözlerinde idam fermanım verilmiş dilinde bir istimlak gibi geçip gitmiş geceler üstümden dağılıp düşmüşüm yine gecenin içine… nikotin de boğmuşum ciğerlerimi it öldüren şaraplarında uyuşturmuşum beynimi eski bir jiletle parçalamışım koluma dağladığım ismini öyle bir dağılmışım ki bu gece… paslı bir hançerle sökmüşüm kalbimi yerinden hadi gel de toparla şimdi benden son kalanları… öyle bir dağılmışım ki gecenin koynuna hadi topla şimdi etrafa saçtığım milyonlarca seni… |