ar/zu/lal
en hoyrat rüzgarlar
ise ardında duran sardığın dallar kırılır bir bir gün gelir tutunamazsın... en kor ateşler ise yaktığın gül de göynür gonca da gün gelir koklayamazsın,,, en harami adımlar ise önüne düşen ardından koşan bütün soluğun kesilir çıkmazlarda.. anlayamazsın. ne aba yeter ürkütmeye ne değnek yeter saymaya yüzlerce yıldır çürümüşse erimişse bulaşır bir yerine kurtulamazsın... kim gayrısında ki bunların ali veli ayşe hatun.... kimi yeşilken göynümüş tarlada kimi elden çolak kimi dilden lal fukarası saymakla bitmez neftinin zifirinin... bir nişane gerek maviden mavi bir renk gerek sarıdan sarı bir elif gerek eğriden eğri doğrusu her köye kılavuz gerek... pembeye boyasak arz-ı endam ettikleri mahalleri ve versek saltanatı adu ama/ya gündüz taksa tacını gece bırakıp kaçar dolunaya... ayn’a dolanan renktir hem gecede hem gündüzde... biir iki üç dört beş.., altı yedi sekiz... yediler anlatır mı üçler sunar mı bir anahtar bir el verirler mi bir nefes.. darsız olanlara... dar/ı nar olanlara har/ı ar olanlara... zu lal olan mıdır al olan mıdır gecelerde... ar/a 08/01/2011 ödemiş |
Kutlarım
Kalemine,ömrüne bereket
Selam,saygı,dua ile