ESKİYEN AYLARBugünkü takvimimiz miladi. Bunları bana babam söyledi, Bundan beşyüzseksendört yılı çık, Rumi seneyi bulursun dedi. Onüç gün geç gelirdi o aylar, Kullandık Cumhuriyet’e kadar. Avrupaya uymak için yaptık, Devrimlerin içinde bu da var. Ocak ayının adı "Zemheri", Beyaz karlar örtmüştür heryeri. İneği danayı korumak var, Ayaz soğuktan yanar ciğeri. Şubat ayının ismi "Gücük"tü, Arkadaşlarından küçücüktü. Annem bana yün yorgan örterken, Son sözü kocaman öpücüktü. Bu Mart, o zaman da yine "Mart"tı. Sert rüzgarlar dalları koparttı. Kazma kürek yaktıracak soğuk, Biraz odun bulundurmak şarttı. Nisan’ın adı o zaman "Abrul", Yeni yılın ilk yeşili marul. Aylardır güneşe hasretti ya, Soluğu sokakta alır her kul. Yeni doğan taylar koşar tırıs, Kaplumbağa yola çıkmış tıs tıs. Yeni isim bulamamışlar ki, "Mayıs" ayı yine olmuş Mayıs. Say bundan sonrasını artık yaz, Yayla varken köyde oturulmaz. Bahçedeki ağaç kıpkırmızı O meyve de, Haziran da "Kiraz". Temmuz ayına derlerdi "Orak", Yarılmaya başlar çorak toprak. Ekin biçilir, harman yapılır, Çalışıp, terleyip, yorularak. Ağustos, "Ağustos"tu o zaman, Şehirlerde duramaz her insan. Mesire yerleri tıklım tıklım, Koşuyor sepetlerini kapan… Baharda yazda ömür sürdünüz, Eylül de geldi, yani "Evvelgüz". Yeşil tabiata dikkat edin, Sararmış yapraklar görürsünüz… "Ortagüz" denilen aydı, Ekim, Tam da güzün ortası nitekim. Mısır da, patates de anbara, Kışı çıkarmalı bu birikim… "Songüz" dü, Kasım ayının adı, Son yeşillikler de hep sarardı. Kıştan haberci, yağmura gebe, Gökyüzünü siyah bulut sardı… Aralık’ın ismiydi "Karakış", Başlar artık çok şiddetli bir kış. Oniki ayı tamam yazmış ya! Yok mu Ekrem Şama’ya bir alkış? Ekrem Şama |