GÖNÜL
Gönül’ün eline geçmişse ipin,
Yutturur zakkumdan yaptığı hapın, Çirkin, yakışıksız olsa da tipin, Ferhat gibi dağlar deldirir gönül. Süründürür seni kırda, bayırda, Zıplatır, hoplatır yeşil çayırda, Yiğit isen; bu olmaz de, hayır de, Gördüğü güzele saldırır gönül. Bağlamış aşığı bir kez boynundan, Kovsan bile öte gitmez koynundan, Silip atamazsın onu beyninden, Bir sağa, bir sola yeldirir gönül, Kerem’e dişleri söktüren gönül, Garip’e boynunu büktüren gönül, Mecnuna gözyaşı döktüren gönül, Dört yöne yönünü çeldirir gönül Yavuz sultanlara kurşun sıktıran, Ne yaparsa el âleme çaktıran, Yiğitleri öz canından bıktıran, Âşık’a haddini bildirir gönül. Oğuzsoylum der ki; boşan elinden, Boşan ki kurtulan elin dilinden, Şifa dense, şifa umma balından, Aklını başından aldırır gönül. 17.12.2010 |