Öylesineöyle diye, öylesine ,neler girmiş yıllarca taşıdığımız aklımıza sorgulanmadan ,düşünmeden sessizce kimi öğretilmiş, kimi bilmeden öğrenilmiş su gibi çevremizin şekline uyuvermiş yıllar farkında olmadan süzmüş ve şimdi son çeyrekte bir soru neydi bunlar hayatmı ,değermiydi ? kimileri girerken aklımıza, kalabalıklar yemeler, içmeler ,davullar ,zurnalar hiç unutulmayan bir şenlik eşlik etmiş sanki bir oldu bittiye ayar vermek için allanmış ,pullanmış, süslenmiş rengi belli olmayan yüzler pazarlanmış hayatımıza ortak herşeyimizin içinde hep sırtımızda taşımak zorunda olduğumuz hayat ve arkadaşları aslında tüm bunlar ama bir kapalı tas içinde sunulmuş düşüp kırılınca çogalarak savrulan gerçekler bir masa etrafında eller kaşıkta sen seyrederken tencerendekileri eksiltenler hep senden gösterilmiş taki son bulana kadar sana ait nimetler birer ikişer kalkıp eksilenler arada şükran sunmuş taki kırılan tasla birlikteliğe kadar süren emeklerin çabaların terin karıştığı yıllar takvim eksidiğini sana haber verene kadar sadece bir iç geçirme hakkı tanınmış sana oda lütfen, geri alabilecegin herşey zaman içinde kilitli tecrübelerle dolup taşan zekan şimdi tek başına veda etmeye hazırlanırken sana ait masandan artık kalkmana gerek yok zaten son dakikadan sonra tanısın tanımasın dost diye tanıdıgın bir alay zevat uğurlama merasiminde bir kez baş üstüne alacaklar her zamanki gibi hayat ayakların altıda son bulacak |