GURBET SANCISIBulutlara baktım sanki ağlıyor, Gönül sazına, gönül teli bağlıyor. Damlalar akmış, yaram ağrıyor, Diner mi bilmem gurbet sancısı… Gözümde tüter, yavrum deyişin, Tebessümle bakarak, gülüm deyişin, Saçlarımı okşayıp, bana gelişin, Biter mi bilmem, gurbet sancısı… Açsam elimi, uzatsam kolumu, Dokunsam tenine, tutsam kolunu, Beklerim her gün, senin yolunu Yolunda bekletir, gurbet sancısı… Kuzular meleşir, yalnız kalmışlar, Yollar içinde, yolsuz kalmışlar, Garip gönlümde, garip kalmışlar. Umuda döner mi, gurbet sancısı… Gurbettir yakar, içimi dışımı, Bahar eder mi, bilmem kışımı, Kaldırıp yerlerden, şöyle başımı, Gösterir mi bana, gurbet sancısı… Gurbetin her yanı, dert elem dolu, Ham iken pişirir, ayrılık yolu, Hayırdır diyelim, bu yolun sonu, Güldürü mü bir gün, gurbet sancısı… Düşmüşüm girdaba, girdap çözülmez, Yumak olmuş dertlerim, zordur çözülmez, Öyle yalnızım ki , kimseler bilmez, Biter mi hasretlik, gurbet sancısı… Gülümseyen gözlere, hasretim şimdi, Belki uzak, belki yakın, belki de şimdi, Açılmışken ellerim, duaya şimdi, Kavuşurum belki de, gurbet sancısı… Mustafa Gökgöz (Hasretlik) DENİZLİ |