hep aynı hüzün/ düşlerimin üzerine düştüm, kanadı çocukluğumun altı çizili satırları / ağrılı bir hayatı fısıltılı cümlelerle anlatmak kadar zordu / y a ş a m a k oysa Babil’in bahçelerini vaadetmişlerdi bize batarken dikenleri ellerimize gülüşlerimiz yılgın ve yapışkandı kederimiz hep aynı hüzün yüzümüzde gri bulutlu gözlerimiz ne zaman sevinç yangını tutuşsa avuçlarımız buz tutardı kimliği belirsiz parmak uçlarımız ve hep aynı hüzün gözlerimizde ağlaktı bakışlarımız hüzünbaz mevsimler geçerdi saçlarımızdan ak telli izler bırakırdı turnalar ve gökyüzünde ipine mahkum uçurtmalar kuyrukları jilet kesiği çehrelerinde can’dan acılar hep aynı hüzün izlerinde yırtılan sema feryat figân ve kirpiklerimiz küf kokusu / ı s l a n m a k t a n ağır gözkapaklarımız birbirine tutunmuş her düş kendi içinde perişan varsın olsun, nefes almaksa yaşamak h a m d o l s u n ! yirmibiraralıkikibinon |
bir o kadar da
yakıcı
idi
dizeleriniz.
varolun sağolun ...
saygılarımla
sayın şair
saygılarımla...