İçeriden Sen.
Mektubunu teslim etti koğuşumun gardiyanı.
Bir şey demeye varmadan burnum tanıdı seni. O an, o an için gözlerimin dışlanmış olduğunu, Senden bir şeye bizzat ait olduğumu gördüm. Kokunla yıkanıyorken ciğerim rengini keşfettim. Yavaş yavaş pembemsi oluyordu şimdi ufkum… Sahiden kemirilen özlemim, ilik buldu mektubunla. Tespihimin inatçılığı ile dalmaya çalışırken ranzada; Benzine bürünüp yakılmayı istedim baştan sona. Suçum yok diyordum ya uzak sandığım yâr, Senden ayrı her gün için hesap veriyorum artık. Bırakıp gitmedim, giderken bıraktım her şeyi, Bulmaya çalışırım, volta atar deliririm yâr. Geçmişteki huzurumun tümüydün! Gelecekti huzurum toprak olmasın! Mesai yapıyorum her gece dışarıda, Belki uğrar ya yıldızımız arada? Eski toprakların arasında bir eskici; Bir derbeder oldum, ölüyorum git gide… Yalnızlığımdan boğulurken gelen bu yazın, Sadece cümlelerimi uzatıyor kahretsin! Olmuyor sensiz, sensizlikten bensizim: Yok hiçbir şey, nefret yok, yok! Bir başlangıcım yok, acım kısır olsun… |