(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
KENDİME VEDA (2) şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KENDİME VEDA (2) şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Rûhu sessiz ağlarken, dışı da çalar mehter Onu dıştan görenler, ne kadar da mutlu der
Soner bey aslinda bu şiiri oturup satır satır yorumlamak isterdim çünkü her bir beyit ayrı bir anlam ayrı bir derinlik taşıyor.Ben de bu son beyiti aldım
Bir insanın dünyevi yolculuğu ana rahmine girdiği an başlayıp fani hayatı yitene kadar devam etse de insanın kenndisine yolculuğu ne zaman başlar? Her gün saçlarımızı düzeltmek , giysiler seçmek ve bunun gibi yüzlerce sebepten aynalarda fani bedenlerimize bakarız ama şu ölümlü hayat boyunca kaç kere ruh aynasının karşına geçip bakmışızdır? Kaçımız sadece bedenlerimizi değill de ruhumuzu da güzelleştirmek için aynaların karşısında gerçek kendiyle ilgilenmiş, onu güzelleştirmiştir? Yoksa günümüz insanı bu yüzden mi mutsuz,açgözlü ve arsızdır? Vücudumuzu yemeklerle, , türlü şeylerle beslemek , ona iyi bakmak, allamak pullamak hem de bunun bir insanın doyması, mutlu olması için yeterli olduğunu düşünmek(!) Sahi, insan olmanın sadece bedene sahip olmak değill aynı zamanda bir ruha da sahip olması gerektiğini unuttuk mu yoksa?! Kaçımız ruhunu da yeteri kadar besler? Hayatta karşılaştığımız her şey ying-yang, iyi-Kötü (kem), güzel-çirkin gibi dengedeyse nerede insan ruhu ve bedenin dengesi? Her arzuya karşı obez bedenlerimizi beslerkenn cılız, güçsüz ve zayıf bıraktığımız ruhlarımıza ne demeli peki? Düşünüyorum da ruhlarımızı göstermekten bile korkuyor olabilir miyiz? Mesela eskiden insanlar sadece yazın gözlük takarken şimdilerde herkes kışın bile gözlük takmakta. Sakın sebebi şu eski atasözü olmasın? “Gözler ruhun aynasıdır.” derler ya hani. İnsanlar gözlerini -bazısı yorgun bazısı mutsuz bazısı açgözlü bazısı da parçalanmış ruhlarını- mı gizlemekte pahalı cocochannel,rayban gibi gözlüklerle?..
Nasıl insanın midesi besleye besleye büyürse insanın ruhu da öyle bence! Ne kadar beslersen o kadar büyür ya da ne kadar aç bırakırsan o kadar da küçülmez mi ruhlarımız,benliğimiz? Kısacası tok karınlar ancak aç ruhlarla yol almaktayız bu hayatta…
Selamlar Saygılar
sommerwind2566 tarafından 12/17/2010 2:24:40 AM zamanında düzenlenmiştir.
Yorumunuz ve fikirleriniz mükemmeldi. Mesleğinizi bilmiyorum ama bilgi ve kültür bakımından dolu bir insansınız. Yorumunuz benim fikri ve ruhi hayatımın bir dışa vurması oldu. Okurken, her cümlesi farklı bir hakikatı veciz bir şekilde ortaya koymuş. Açıkcası yorumunuzu çok bilgece buldum. Aynı zamanda felsefik ve tasavvufi. Diyecek pek fazla bir şey bulamıyorum.
Açıklayıcı ve tahlil içeren yorumuza çok teşekkür ediyorum.
3 gündür modem bozuktu.Dün yenisini aldık.Bugün sabah az girdim sayfaya..Öğleden sonra internet yoktu..Bu yüzden mahsur geçti bu hafta.Şiirlerine bakamadım,ama en kısa zamanda okuyacağım tek tek...
Nice insanlar gördüm, üstünde elbise yoktu, nice elbiseler gördüm,içinde insan yoktu...İnsanları bir bütün yapan manevi yönü olan ruh ve maddi boyutu olan bedendir...ruhun ve bedenin yaradılış gereği işlevleri farklıdır...Bedende bir de nefis vardır...nefis bedene zaman zaman kötü işler,aşağı davranışlar yaptırmak ister...araya ruh girerek ikaz eder...insanın kendi şerefine haysiyetine yakışmayan işler yapmasını engeller...Eğer insanın kalbi ruhtan yana hareket ederse güzel işler yapar.Örneğin kibirlenmez,kötülük yapmaz, adaletli olur,cömert olur, merhametli olur,herkesi sever,iyilik yapmayı sever vb.nefis insanın biyolojk yyönünü temsil eder...O yüzden nefise uyulduğunda kimi zaman insanlar zelil ve kıymetsiz olur..haysiyetini yiitirici davranışlarda bulunurlar...neticede insan kalbini toparlayarak güzele yönelerek ruh aleminde yüselmeli,melekler mertebesine ulaşmalıdır...şiiriniz bu anlamda konuşturdu...yüreğinize ve kaleminize sağlık efendim...saygılarımla...Entellektüel.
Değişiyormuş herşey, hatta ruh ve fikirler Bir bakmışsın şeytândır, nûranî, âbid pirler
Hayat, bazen şaraptır bazen de ucuz sirke Kimi zaman dönüşür, zindâna ya da sirke
Zamanın ellerinde, insan sanki hamurdur Aldığı şekillerle, kâinatta mağrûrdur
Sûretine meftûndur, sîretine pek düşman Bazen insan olmaktan içinden de bin pişman
Onun içi, karanlık ve derin yalnızlıktır Bazen de rüzgarlarla inleyen bir sazlıktır
Menfî istikâmatte, tehavvülünü örter Müsbetini izhârsa ona âsân ve bihter
Bedeni değiştirir, rengârenk kıyâfetle Sokakta yürür gider, kibir ve zerâfetle
Rûhu sessiz ağlarken, dışı da çalar mehter Onu dıştan görenler, ne kadar da mutlu der
Soner Çağatay
İşte tasfirin tam doğru filozof, bu anlatımın insanın taaa kendisidir. Yaşadığı ruh alemiyle her an değişe bilir. İnsanın kendiside bunu iyi bilir bilirde bazen insan anlamazdan gelir. Teşhisi koymuşsun demekki tedavi edile bilir değilmiya ben size dururkenmi filozof dedim. Kutlarım yüreğinizi yeğise düşmeye gerek yok nekadar zorda olsa insan altından kalkıyor zorlukların. Allah'ın yardımı ile. Eğer kalkılmasa ben kalkamazdım.! Ben enkaz dan ayağa kalkan yeniden yaşayan biriyim Allah'ın sayesinde yüce RAB'bime hamdü senalar olsun. İnsan oğlu yaşarken neler görüyor hayatta Allah yar ve yardımcımız olsun. Selamlar Saygılar Allah'a emanet ol...
Kastenmi yoksa kazaramı kullanılmış bilemem.Değişimin insan için olmadığı vurgusu... Değişiyormuş herşey, hatta ruh ve fikirler Bir bakmışsın şeytândır, nûranî, âbid pirler... Müthiş güzel geldi bana.İnsan ve insani his,fikir veya ruh ancak gelişince güzelleşir.Bir menfeat uğruna "MIŞ" gibi yapanlar akibetinde muhakkak Çok değiştin çoook hitabına maruz,kalırlar. Bütünü içinde en çok sevdiğim buı bölüm oldu elinize sağlık kardeş.
yeğinadnan tarafından 12/16/2010 5:20:01 PM zamanında düzenlenmiştir.
Değişim insan için kaçnılmaz. Hem iç hem dış etkenler nedeniyle insan değişmek zorunda. Aslında bu serinin benim için daha geniş bir arka planı var. 33 yaşına girmenin de bir etkisi var bunda. Özele kaymadan, genel tespitleri sunmaya çalıştım. Şiirlerimde ana konu ve beyitleri iyi saptıyorsunuz. Diğer beyitler bunun bir açılımıdır sadece. Sizde müthiş bir zeka var. Şiiri düşünerek okuyorsunuz. Keşke hayat size bir şans verseydi de, akademik hayat içinde olabilseydiniz. Bu sayfa da zeka ve kabiliyetine hayran olduğum üç insan var. Biri de sizsiniz. Keşke hayatan daha başka yerlerinde olsaydınız. Bu beni çok üzmüştür. Burada sizden arkadaşlarıma çok bahsettim. Çok keskin bir zeka ve mümtaz bir kişiliğiniz var.
Bu şiir serisi bitince değişimin rotası daha net ortaya çıkacaK.
Zaman ayırıp okuduğunuz ve yorumladığınız için size çok teşekkür ederim.
Onu dıştan görenler, ne kadar da mutlu der
Soner bey aslinda bu şiiri oturup satır satır yorumlamak isterdim çünkü her bir beyit ayrı bir anlam ayrı bir derinlik taşıyor.Ben de bu son beyiti aldım
Bir insanın dünyevi yolculuğu ana rahmine girdiği an başlayıp fani hayatı yitene kadar devam etse de insanın kenndisine yolculuğu ne zaman başlar?
Her gün saçlarımızı düzeltmek , giysiler seçmek ve bunun gibi yüzlerce sebepten aynalarda fani bedenlerimize bakarız ama şu ölümlü hayat boyunca kaç kere ruh aynasının karşına geçip bakmışızdır?
Kaçımız sadece bedenlerimizi değill de ruhumuzu da güzelleştirmek için aynaların karşısında gerçek kendiyle ilgilenmiş, onu güzelleştirmiştir?
Yoksa günümüz insanı bu yüzden mi mutsuz,açgözlü ve arsızdır? Vücudumuzu yemeklerle, , türlü şeylerle beslemek , ona iyi bakmak, allamak pullamak hem de bunun bir insanın doyması, mutlu olması için yeterli olduğunu düşünmek(!)
Sahi, insan olmanın sadece bedene sahip olmak değill aynı zamanda bir ruha da sahip olması gerektiğini unuttuk mu yoksa?!
Kaçımız ruhunu da yeteri kadar besler?
Hayatta karşılaştığımız her şey ying-yang, iyi-Kötü (kem), güzel-çirkin gibi dengedeyse nerede insan ruhu ve bedenin dengesi?
Her arzuya karşı obez bedenlerimizi beslerkenn cılız, güçsüz ve zayıf bıraktığımız ruhlarımıza ne demeli peki?
Düşünüyorum da ruhlarımızı göstermekten bile korkuyor olabilir miyiz? Mesela eskiden insanlar sadece yazın gözlük takarken şimdilerde herkes kışın bile gözlük takmakta.
Sakın sebebi şu eski atasözü olmasın? “Gözler ruhun aynasıdır.” derler ya hani. İnsanlar gözlerini -bazısı yorgun bazısı mutsuz bazısı açgözlü bazısı da parçalanmış ruhlarını- mı gizlemekte pahalı cocochannel,rayban gibi gözlüklerle?..
Nasıl insanın midesi besleye besleye büyürse insanın ruhu da öyle bence! Ne kadar beslersen o kadar büyür ya da ne kadar aç bırakırsan o kadar da küçülmez mi ruhlarımız,benliğimiz?
Kısacası tok karınlar ancak aç ruhlarla yol almaktayız bu hayatta…
Selamlar Saygılar
sommerwind2566 tarafından 12/17/2010 2:24:40 AM zamanında düzenlenmiştir.