Uyusunda ölsün, ninni.
Uyumaya çalışan çocuk, şehrin dışına taşır gözlerini
Saçları uzaklara taşınan bir yolcu... Ağzında büyümüş çamur. Büyük masalları, küçük hamleler devirir hep Eksilir bazen gecelerin kahkahaları, Yıldızlarda küser palyaçolara... Pencerelere hep misafir bir intihar oturur Zaman, eskici gibi hep kapıda.. Uykuda büyürmüş, çocuklar, Uyandığında, yaşından biraz fazlaymış ağırlığı Kelebeklerde uyusa, yaşardılar hep. Bütün aynalar, yalanı taşır aslında.. Kimsesiz sokaklara benzer, iki yarım dudak, Hadi fotoğrafından öp kendini,öpebiliyorsan. Hiç kimse benzemez bir başkasına, Herkesin hıçkırığı başka tutar, Ve herkes eşit yaşamaz, hapşurduğunda. Kapatalım tüm ışıkları, herkes bir gölge çizsin, Sonrada gözlerimizin içine bakalım, birbirimizin. Kim daha fazla karanlık. Herkesin sesi aynı şarkıyı söylemez.. Ben aşkı küçümserim, Sen ağırlığını ona verirsin. Nefes desenlerimiz benzemez çünkü birbirine.. Uyurken, kar yağarmış çocuklara, Bu yüzden örtermiş üzerlerini anneleri. Kavga ile büyüyen sokaklar, namuslu kedileri seviştirirmiş kaldırımlarında... sözüm ona; kalbi doyarmış karanlığın. Şimdi gidip uyumalıyım, Üzerimi örtmeden. Uyusun da, ölsün.. Ninni. İsmet BAYGIN 06/EYLÜL/2010 |
Bütün aynalar, yalanı taşır aslında..
yalan denen şey,tek başına sensin.
aynadaki gerçek te,gerçek diye bildiğinde var yalan.
hanginiz gerçek?
sen mi?
o mu?
sorulacak bir çok soru var,ama cevaplara lüzum yok bugün.
zihnim bulanık.
birazdaha zihnime bulanmak istemiyorum.
eseri ve sahibini kutluyuorum.
güzeldi.