Mecbur muyum ?
Mecbur muyum her kalemi aldığım da seni anmaya
Mecbur muyum sayfaları doldurmaya Ve her sayfanın sonunda mühür misali Damlaları altına akıtmaya Mecbur muyum aynı radyonun aynı frekansına Aynı şiirleri tekrar tekrar okumaya Her gördüğüm tanıdık tanımadık Bildik bilmedik insanlara seni sormaya Mecbur muyum artık çiçeklerle konuşmaya Bütün derdimi kahve fincanına anlatmaya Her gece aynı saate aynı yere İzmaritleri boşaltmaya Mecbur muyum öksürüğümü dindirmek için Kalıntı suya uzanmaya Mecbur muyum öksürürken kan kusmaya Söyle mecbur muyum Sen eline aldığın kalemle mutluluğu imzalarken Ben mutsuzluğumu anlatmaya Aynaya gitmeye korkmaya Her baktığımda kendime acımaya Ve senden adam olmaz demeye Sevmeyi bile beceremedin diye Kendime kızmaya Her hafta yeni bir ayna almaya Ve cam kırıklarından delik deşik olmaya Mecbur muyum hala daha sana ait olan Bu kalbi taşımaya Ellerini tutan bu elleri yüzüme vurmaya Son kez çıktığın bu kapıdan Boşlukla dolu odaya kapıyı açmaya Mecbur muyum şurada Son nefesimde seni Anlatmaya Mecburum biliyorum Büyük harflerle Hala daha SENİ SEVİYORUM Yazmaya….. |
mecbur muyum deyip deyip mecburum demeniz:bir naraya evet ben varım diyen sıska çelimsiz birini göreceğini ummayan kabadayı bir kendine bir de var diyene bakıp uymak işine gelmemiş omzuna el koyup"var mı ikimize yan bakan" demesine çağrışım yaptı.
Sağlıcakla kalın