NEVRUZ ÇİÇEKLERİ
İşlenmemiş toprak gibi...
Ülkemin dört bir yanında, Zambak, yasemen, fesleğen olmuş her biri. Dolaşıyorlar kanımda... Damla damla... ılık ılık... Bu ne biçim yollar ki, Her biri karanlık, Bekliyorlar... Işık vermek için karanlığa... Sevdeler, Ayşeler... Süleymanlar, Mineler, Ardı sıra dizilmişler, tesbih gibi. Hepsi bir can, birer canan, Olacaklar belki de... Gün geldiğinde birer Hakan... Her sabah zil çaldığında, Girerken sınıfa tebessümle, Gür bir sesle, yürekleri çarparcasına, İyi sabahlar, diyen diller, Bir gülüş, bir gülümseme, Bekliyorlar her an.... Bize bir anne olsun gelen, Bir baba... Bir arkadaş... Kendilerine kenetlenmiş, Bir sırdaş... Öğretsin onlara, Sevgiyi... Vatan aşkını, Çizsin gönül tahtasına, Ülkemin sevdasını... Büyük Türkiyeyi... Anlatsın Alparslan’ı... Fatih’i... Ve....Mustafa Kemal’i... Bir rüzgar bekliyor onlar, Ruhlarında fırtınalar estirecek, Kendilerine hizmet edecek, Hizmetkarı olacak, Diz çöküp önlerine, Bugünlerde ter döküp, Yarınları kuracak... Kaynayan dünyanın, Kan ve barut kokusu arasında, İnsanlığa adalet dağıtıp, Barışı kuracak... Ah...Onlar ki.. Dağ başlarındaki kır çiçekleri gibi, Karlar altında çıkmayı bekleyen , Baharın gelişi ile dünyaya göz kırpan, Nevruz çiçekleri... Her biri .... Yarınların yavuz atlısı, Çıkmışlar dört bir yandan Geleceğe yön vermek için, Edirneli, Karslısı... Bunlar ki...! Bayrak için, Vatan için, Din için, Yaşasın diye, Ebed-i müddet devlet için... Sıralanmış dağlar gibi, Dizilmişler bekliyorlar... Kendilerine verilecek... Nöbet için.. O gün... Kim var diye haykırıldığında ! Biz diyecekler, Biz varız...! Ölmek için değil, Yaşamak ve yaşatmak için... Çünkü... Öyle demişti... Önlerindeki rehber...! İnsanı yaşat ki... Devlet yaşasın...! Ülkemin sınırlarında, gözyaşı döken kalmasın... MUSTAFA GÖKGÖZ 02/08/2010 DENİZLİ |
yüreğiniz var olsun
yüreğinize sağlık