Mahküm: MAHKÛM…
Yaradanın: YARADAN’IN veya YARATAN’IN…
ec(i)rine: ECRİNE…
Sende: SEN DE…

“İsyanlarımın ec(i)rine sor”

İSYAN neden çoğul da ECİR tekil?

“Sen isyanlarımın kızıl çiçeği”
”Sende isyanlarını oyna” : SEN DE…

Üç dizede İSYAN sözcüğü geçmiş. Başka duygular da vardır. Tekrara ne gerek var?

“Gel buzlanmış yüreğinle
Gönlümün dehlizlerine dol”

Çağrılan TEK, DEHLİZLER çoğul… Çağrılan bölünebilirliğe sahip değil. Mantık hatası…

“Sen isyanlarımın kızıl çiçeği
Üstüme dolu yağan
Arada bulut arasından sızan sağanak”

İlk dizede hitap var. İkinci dizede hitap yık. O zaman “ÜSTÜME DOLU YAĞAN ARADA BULUT ARASINDAN SIZAN SAĞANAK” olarak bir bütünlük arz edecek ama nasıl? Cümle düşüklüğü var.

ÜSTÜME DULU OLARAK YAĞAN denmiş olsaydı, mesele yoktu. Kalana bakalım:

“ARADA BULUT ARASINDAN SIZAN SAĞANAK” İki ARA… ARADA ve ARASINDAN… DOLU nerden sızıp gelmiş? O da buluttan değil mi? Bunların bulutlardan geldiği bilinen değil mi? O zaman geldiği yerin belirtilmesine ne gerek var? Tut ki geliş şekli yönünden böyle bir açıklamaya gerek duyulmuş olsun; o zaman da BULUT ARASINDAN SIZMAK olmaz, SAĞANAK için, BULUTLARDAN BOŞANMAK olur. Çiseleme değil ki! SAĞANAK… Mantık hatası…

“Hevesimi öldürtme”

Kime öldürtecek? ÖLDÜRME olur. Ölebiliyor ve ölebilecekse, yalvarmaya gerek yok. Öldürürsün biter. Oysa devam eden dizelerde durumun çok vahim olduğunu görüyoruz:

“Dudağını uzat bir tadımlık
Panzehirim ol”

Zehirlenmiş, ölecek kadar muhtaç ve panzehir aramakta… HEVES değil, ZARURİ İHTİYAÇ…

Hazan rüzgârlarına söyle bütün ihtişamıyla essin
Sende isyanlarını oyna
Kov kahpe feleği
Asılmaktı hakkında verdiği hüküm
Hükmeden zalimin merhametine sığınma
Gel gönlümün rahlesinde
Gönlüm sana yol



Burada hitap değişti. Kendisine, nefsine hitap etmeye başladı.

“Hazan rüzgârlarına söyle bütün ihtişamıyla essin”

SAĞANAK ve DOLU yetmedi! RÜZGÂR da essin! Hem söyle de bütün ihtişamıyla essin! Söyleyince hemen oluverir. Hazreti Mikail’le anlaşmalıymış gibi…

”Kov kahpe feleği
Asılmaktı hakkında verdiği hüküm”

FELEK, çok anlamlı bir sözcüktür. Merak Adenler araştırabilir. Yörünge anlamına geldiği gibi TALİH, BAHT, ŞANS ve bunlar kendiliğinden oluşamayacağına göre, dolaylı olarak ALLAH anlamına da gelir ve bu şekilde kullanılması, inancımıza göre tehlikelidir. Zaten kovabilseydi, isyana da yalvarmaya da gerek kalmaz, şiirin yazılma sebebi de ortadan kalkmış olurdu.

“FELEK: Gök, gökyüzü, sema… 2. Dünya, âlem. 3. Talih, baht, şans: “Felek oyun etmişti onlara, yiğitlerden ikisi uyuyakaldı.” -C. Meriç. 4. Askerî mızıkada zilli bir müzik aracı.

Kayığın kolayca yüzdürülmesi ya da karaya çekilmesi için üzerine donyağı sürülen ortası kertikli ağaçlara da FELEK denir.”

“Asılmaktı hakkında verdiği hüküm”

Felek, idamına hükmetmemiş ki! ASILMAK fiili yersiz de kullanılmış sayılmaz, diğer anlamıyla düşünüldüğünde… BİRİSİNE ASILMAK konusunda uygun kullanılmış olabilir.

”Gel gönlümün rahlesinde
Gönlüm sana yol”

GEL den sonra virgül olmadığı gibi dizelerin bölünmesi de hatalı… GEL GÖNLÜMÜN RAHLESİNDE olmaz. RAHLESİNE olur, eğer dize bu haliyle kalacaksa. Ayrıca:

“Gel gönlümün rahlesinde gönlüm sana yol” ne demek? Burada GÖNÜL neden iki kere kullanılmış? Anlaşılır gibi değil. O zaman RAHLESİNE olsun ki bir işe yarasın.


Çocukluğumu hatırlar gibiyim
Elimde kibritim seninde çakılmış kaşın
Hadi gözlerinle çıramı tutuştur
Der gibi”

Hitap yine değişmiş. KAŞ ÇAKILMAZ. Çakmak çakılır. KİBRİT ÇAKILIR. SENİNDE değil, SENİN DE…

“Hadi gözlerinle çıramı tutuştur” bunu başkasının söylemesi istendiğine göre belirtilmeli diye düşünüyorum.


“Bak şiir seni yakıyorum
Bir sevgili uğruna beni yargıla
At arkamdan sevginin moloz taşlarını
Ne mi olur
Aklımı çeldi yıldızın vaat et
Ağzın taşıdığı kemiksiz bir dil.”

Burada da hitap değişmiş. Bu defa şiire hitap etmeye başlamış. Hitap karmaşası…

“Ne mi olur” Soru cümlesi… İşaret yok. Emir cümlelerinden sonra da ünlem yok.

“Aklımı çeldi yıldızın vaat et” Burada da cümle düşüklüğü var.

Ben aksayan taraflarına değindim. Güzellikleri de başkaları yazsın. Mutlaka sayılamayacak kadar güzellik barındırmaktadır.


Mutluluklar…


Onur BİLGE