Hangi halin ikliminde nefes nefeseyim!Nazar ettiğim herşeye şahidim Lakin farkı fark etmeyecek kadar bir acziyet içinde sürüklenmekteyim İrfan meclislerinin şerabını içmeden nefeslenen bir zadeyim, ah u zar içindeyim Kimseye bir sözüm yok, her nefesin kendine göre elbette ki gailesi ziyadesiyle çok Nefsim hizmet etmeme taraf değil Aklım, izanıma kefil olmaya muktedir değil, iradem aşkın firkane amade değil Kalbim inşirah için vecdin insicanımda azimle gayret gösteren bir feceran da değil Hangi vaktin prangasındayım içinde ki lahzalara taraf olan bizar nefes farkında değil Hüzün bağında yine yalnızım Ne kadar ıssız ve şevkten azede olmuş bir can olarak hazanlaşır umudum Gönül kapım ne zaman açılacak, ruhumum figanı sürur ile hakikatte şahlanacak Kalbim işte o vakit bir fark yaşatacak ihsan ve inayetin aşk vecdini tekrar hatırlatacak Sukut eden ağaçlara bakıyorum Yapraklar halleşiyor, kuşlar aşkın lisanıyle muhabbet içinde meşk ediyor Rüzgar ne kadar zarif esiyor, susuzluğum aklıma şimdi geliyor, yutkunmak istiyor Göçüp giden nefeslerin lalleşen bedenleri hangi vakti bekliyor, ölüm hüznü öğretiyor Yaşlar sessizce akmaya başlıyor İçim an be an burkuluyor, gözlerim önüme düşüyor, halim takatime elvermiyor Hangi derdin figanıyla hemhal oldum, nefsi taranelerimi unuttum diye sual ediyor Demek ki yüzleşmek çok ağır geliyor, hesabın sahneleşen feryadı ruhuma sesleniyor Mustafa Cilasun |
Nasıl olsa da sen baharsın ben hazanım
Sen açan bir gül ben solan en bahtsızım
Sen enginliğe haz salan ulu bir çınarsın
Ben aşiyanı olmayan dalsız bir iskeleyim
...
Gönlünüze sağlık...