MEKTUP-3
MEKTUP-3
Selam Mustafa’m selam evladım, ciğer yarım, merhaba Ne iyi ettinde geldin değil mi şu garip dünyaya Yolda seni ve bizleri düşünürken bunlar geldi aklıma Minibüsü kaçırınca eve kadar yürümüştüm de yaya Dinle oğlum sana bir kısmını anlatayım gördüklerimin Şöyle bir zihnimde toparlayıvermiştim ya demin Ben mi garibim bilmiyorum aklıma taktım gördüklerimi Yanılmayasın aslan yiğidim hepsini dün değil ha Mustafa’m ben neler neler gördüm şu sersefil hayatta Sağın sol solun sağ olduğunu gördüm mesela İki kere ikinin beş ettiğini gördüm zaman zaman Altı, yedi hatta ve hatta kaç etmesi isteniliyorsa Koyun postuna saklanmış sırtlanlar gördüm sonra Hepside iyi niyetler kuşanmışlardı salaş salaş Güya barış ve esenlik dağıtacaklardı dünyaya Lakin getirdikleri yalnızca kirli bir sürü savaş Seyretmeyi umuyorken eski dünyanın hatıratını Perdeyi çoktan kana bulamış insi şeytanların dansı Öyle bir senaryo ki bu makinelerle yazılan Kötü niyetli olmayanların yoktur hiçbir şansı Üç kuruşa insan boğazlayan insan müsveddelerini gördüm Korksam mı, utansam mı, sıkılsam mı Allahım Üstümüze bulaşır diye uzak dolaşıyorlardı hemcinsleri Sanki cımbızla tek tek çekilip alınmış hisleri İnsanlar gördüm kalabalıklar içerisinde yalnız yaşayan Sevgi, saygı kaybolmuş, güven mefluç yerlerde Herkes yekdiğerini alt etmenin formülünü arıyor İttifaklar menfaatlere tabi ve daima maalesef şerlerde Buluşlar, icatlar gördüm hepside birer imha makinesi Kim bilir hangi melun ruhun ana fikrini arkaya bıraktığı Sonra araçlar gördüm güya hayatı kolaylaştıran Ezerek parçalayamadığını öldürüyordu atığı Sokaklar gördüm ruhları daraltan, baskılayan alabildiğince İçlerinde kimsenin kimseye bir kuru selamı dahi vermediği Büyüme hezeyanı insan ırkını küçülttü küçülttükçe Niçin haddimiz olmayana kalkışırız, budur aklımın ermediği Şehirler gördüm her yanı pislik, çöp yığını, cilt yanığı Tüketim hastalığı her bir evi acenteye döndürmüş Caddeler delik deşik, kaldırımlar ağzına bir tıkalı İntizamsız yaşamlar insanların umudunu söndürmüş Okullar, derslikler gördüm içlerinde eğitimin e’si yok Ocaklar gördüm hıyaneti vataniye yuvası rolündeydiler Kanallar gördüm sonra tam anlamıyla kanalizasyonlar Bize gösterdikleri tam olarak bilemedim neydiler Meydanlar gördüm haykırıyor maymunlaşmış güruhlar Yaradan çoktan unutulmuş, isyanın bini bir para Dışı süs, zarafet; görsen gözlerini alamazsın öyle bir afet Kaputunu kaldır da şöyle bir bak içi bitevi yara Mezarlar gördüm üstü süslü süslü kemerlerle bezeli Lakin kaç asır geçmiş üstünden biri gelip gezeli Gösterişler, sitayişler, desinler öyle moda olmuş ki Unutulmuş taziye evlerinde sözlerin en güzeli Dükkânlar gördüm içlerinde her bir değer satılık Her bir şeyin pazarlarda var artık bir karşılığı Böbrek, dalak, karakterle yan yana salatalık Hepsi aynı tezgâhta lakin madde daha pahalı Haneler gördüm altlarında kazanlar fokurdayan Heyhat ki Sibirya çölü gibi her daim sopsoğuk At meydanı gibi geniş sofalara sahip haneler Herkesin suratında bir ufunet, hava boğuk mu boğuk Bilmiyorum çocuğum yaşarken daha neler göreceğim Bilmiyorum daha ne badireler atlatır bu kuru kafam Sen babana bakma evladım belki de o bir paranoyak Sen yinede hüsnü zannını muhafaza et emi Mustafa’m İhsan POLAT 25.11.2010 İspir |