Bilemiyom ki;Garibanız gardaş, dayı yok bizde, Yol alamıyoruz, vallahi düzde, Şimdi artık, yamuk olanlar gözde, Biz demi yamulsak, bile miyom ki? Bu makam da, kimin sözü geçecek, Ya kabakçı, ya Bideze göçecek, Müftü beyler, akrabasın seçecek, Biz ne yana gitsek bile miyom ki? Ümidim kalmadı, şehre inmeye, Takatim yok benim, artık kanmaya, Dolambaçlı, bu yollarda dönmeye, Biz demi eğrilsek, bile miyom ki? Yaş kırk dedi, görev yirmi yıl oldu, Sabır, sabır dedik, vallahi, doldu, Niksar ne yer imiş, başkent mi oldu? Aşağı bir türlü inemiyom ki? Kur-an-ı okudum, olmadı dedi, Böyle de azan hiç duymadım dedi, İlahi okudum makamsız dedi, Kime muhtaç olduk, bile miyom ki, Sesimiz çıkmıyor, suskunuz bizler Söylüyorum ama, sökmüyor tezler Garibanım İsa, daha çok gözler, Daha ne söyleyim bilemiyom ki? Şiirin hikayesi; 20 Yıllık memuriyet hayatında bir türlü kendi ilçe merkezine tayinini aldıramayan garibanın hikayesi. BİZİ UĞRAŞTIRAN MÜFTÜLER UTANSIN |