...babam ve ben !... (3)["... ah güzel Dolapdere sokağında oynarken hiç dönmek istemezdim eve..." ... sanki Birleşmiş Milletler mahalesi rum’u roman’ı ermeni ve yahudisi bir arada hepimiz geçerdi zamanların en değerlisi... ... öfkelerimiz aynı vucut dili an be an bize çok benzerlerdi onlarda paskalya bizde ramazan oruçluyken müslüman yanında yemezlerdi... hele bir "ibiş" vardı asıl adı kirkor iyi futbol oynardı futbolu seven en başta da ben herkes o’na hayrandı... ... bazan kavga bazan güle oynaya arkadaşça yaşardık günleri doya doya ermeni rum yahudi’lerden pek az roman’larsa çok oynak birazcık da düzenbaz... ... bir akşamüstü kahvehanede okeye oturmuşlar dayımın oğlu arkadaşları ve karabet içlerinde tartışma çıkmış aralarında Karabet gözüne kestimiş ola sert çıkmış dayımın oğluna ama amcamın deli oğlu "keko sabahattin"i unutmuş olan olmuş karabet abi "keko sabahattin"in elinde hamur gibi yoğrulmuş... ... koştuk babam ile olay yerine babam haykırdı karabet’i bizim delilerin elinden aldı severlerdi sayarlardı babamı biraz da korkarlardı o günden sonra babamın emriyle sandöviçler karabet abiye bedavadandı... ... paskalya bayramları pek neşeli geçerdi fırın hiç o kadar güzel kokuyla bezenmezdi merak eder dururdum kedi yavrusu gibi dolanıp kudururdum soramazdım babama bilmiyorum niye bu hamurların içine ne koyuyorlar diye... ... rengarenk yumurtalar sanki bana hediye doymak bilmezdi gözüm ye Eyüp ye her tarafım kabardı doktor Yervant iğneyle beni zordan kurtardı... ... fırınımız devasa bir handı kiracıları yatakhaneleri bile vardı dört ya da beş katlıydı bağışlayın unuttum o zamanlar çocuktum elli sene evveli !... Birkasımikibinon ed istanbul |
saçlarımı her seferinde toplamak için yanına çağıran Julyet teyzeyi. Bizimle şarkı söylemeyi seven Aliye ablayı ve her zaman duvarın arkasından bakan Fahriye ablayı...Ya ne yaptınız dost.Anılar canlandı birden. Ve o uzun kış günlerindeki babamın bize pişirdiği kestaneleri...Burnumda tüttü şu an.
Tüm sevgi ve selamım ile.