HÖLLÜK ELEDİM..
Arif Ocakçı Ocakbey
Eledim eledim. Höllük eledim. Ak beleklere beledim seni. Aynalı beşikte ninni söyledim. Gül yüzünü öptüm öptüm ağladım. Oğul,oğul dedim. CAN DEDİM, CANIM DEDİM HEP SANA. Süt verdimde. Ak sütümden emzirdim. Ellerimde bir gül gibi gezdirdim. Adımı künyemi sana yazdırdım Ben ölürüm mezarımı kazdırın. Oğul, oğul dedim. CAN DEDİM,CANIM DEDİM HEP SANA Canımın içinde bir can gibiydin. Damarımda akan Bir sıcak kan gibiydin. Bir fidandın selvi boyluydun. Oğul, oğul dedim. CAN DEDİM, CANIM DEDİM HEP SANA. İnsan, insana olurmu hiç kul. Anan gurban olsun. Yürü asker ol. Vatanını bayrağını bil. Oğul oğul dedim . CAN DEDİM, CANIM DEDİM HEP SANA OCAKBEY Bu şiirimi merhum annem MAKBULE OCAKÇInın şahsında tüm güzel annelere ve sevenlerime armağan ediyorum. Ocakbeyden selam olsun. Arif Ocakçı Ocakbey HÖLLÜK Aslında höllük zerreleri 0.002-0,05 mm. olan sürüklenme ve yığılma ile oluşan sedimenter topraktır. yüzde 80 sük (mil) yüzde 10 ki! alüminyum silikat ihtiva eder. Orta ve Doğu Anadolunun her yerinde bulunur. Çıkarıldığı yerlere genellikle "Höllüklük" denir. Şehirlerde ise bu işin ticaretini yapan köylüler satar. Onlar mahalle mahalle, sokak sokak dolaşıp "höllükçü" diye bağırmak suretiyle geldiklerini bildirirler. Tartılmaz da çuval hesabıyla az bir para karşılığında verilir. Alanlar onu evlerinin alt katındaki rutubetli olmayan uygun bir yere boşaltırlar. Sonra elekten geçirip toprağını bir yana, mercimek büyüklüğündeki taneleri bir yana ayırırlar. Zaten kullanılacak olan bu tanelerdir. Çocuğun uyku zamanı gelince, höllük uzun saplı ve saçtan yapılmış bir tavaya (höllük tavası) konur. İyice kızdırılır. İndirilip bir bebeğin dayanabileceği hale getirilir. Kundak bezi yere serilir. Onun üzerine kalınca bir bez (höllük bezi) yayılır. Höllük bu ikinci bezin üzerine aktarılıp elle düzlenir. Bebek ayakları, kalçası ve beli höllüğün üzerine gelecek şekilde yatırılır. Ayaklarının arasına katlanmış bir bez daha konur. Onun görevi bebek kundak içindeyken ayaklarını oynattıkça topuklarının birbirine sürtünüp yara yapmasını önlemektir. Sırasıyla höllük, kundak ve kol bezleri sarılıp bağlanır. En son iş alnını bağlamaktır, eğer alnı bağlanmazsa büyüyünce yumrulaşıp biçim-siz hale gelir. Özellikle kışın odanın ısısı ne kadar düşük olursa olsun bu şekilde kundaklanan bebek asla üşümez. Höllüğün kolay kolay düşmeyen ısısı onu uzun zaman sıcak tutar. Altını kirletse bile fazla bir rahatsızlık duymayacaktır. İdrar höllükten süzülüp alta geçer. Pişik te olmaz. Çünkü höllük pişikleri de tedavi eder. Çocuğun altını her ıslatışında kundağını açıp bez değiştirmek gerekmediği için, üşümesi veya uykusu bölünüp huysuzlaşması da söz konusu değildir. Bu durumda annesi de rahat eder. kakasını yapınca sürekli ağlamak suretiyle bunu bazen belli eder. O zaman kundak açılır, höllüğü değiştirilir. Bazı aileler höllüğün tamamını değiştirmeyip, yalnız kirlenen kısmını alıp gerisini tekrar kullanır. Bu toprak yalnız bebeklerin değil, büyüklerin de işine yarar, bazı tedavilerde ondan yararlanıldığı işitilmektedir. Şöyle ki: Taneler iyice dövülüp toz haline getirilir. Pişiklerde apış aralarına sürülürse pudranın görevini yapar. Derin bir kabın içine doldurulan höllük, iyice kızdırılıp ateşten indirilir indirilmez üzerine soğuk su dökülür. Hemen buharlaşma olur. Soğuk algınlığından şikayeti olanlar ayaklarını bu buharın üzerine tutarsa çabucak terleyip hastalıktan kurtulurlar. Yapılan bu işleme höllük buğusu denir. İlkel olmakla beraber köylerde sık sık başvurulan bir yöntemdir. Höllük kışları uzun ve sert geçen Orta ve Doğu Anadolu insanının çaresizlik karşısında yavrusunu koruması ve bazen de kendi tedavisi için başvurduğu türküsünü söyleyecek kadar yaşamında yer verdiği bir gerçektir. Eledim eledim höllük eledim. Aynalı beşiğe bebek beledim, Büyüttüm beledim, asker eyledim. Gitti de gelmedi buna ne çare... "Höllüklü Dere" isminde bir de mevkii vardır. Not:Bu bilgi Dünden Bugüne Hafikisimli kitaptan alınmıştır. __________________ __________________ Arif Ocakçı-Ocakbey Kategori: Kültür ve Sanat |
evlat duyarlığını ,çocuk sevgisini
pek güzel işleyen şiirinizi ve açıklamalarınızı
yürekten alkışlıyorum...
Saygılarımla...