Hiç bu kadar çaresiz kalmamıştım.
Hiç bu kadar çaresiz kalmamıştım.
Terk ettiğin günü hatırlıyor musun? Sana sevgim kalmadı artık, kafamda bitirdim ben demiştin! .. Bu sözleri söylemek bu kadar kolay mıydı? Nasılda bir çırpıda söyleyivermiştin... Önce kulaklarıma inanamadım. Yanlış duydum herhalde diye düşündüm. Nasıl olur? O bunları nasıl söyler! ... Yok hayır imkansız, deliriyor muyum yoksa? Gaipten sesler duyuyorum dedim önce. Kabul etmek istemedi gönlüm. Oysa kulaklarım doğru duymuştu. Sen söylemiştin bunları. Hiç bu kadar çaresiz kalmamıştım. Sanki zaman durdu Dünya başıma yıkıldı sanki. Bir an gözlerim karardı Başım dönmeye başladı. Dondum kaldım kaldırımın ortasında... Ne kadar öylece kaldım bilemiyorum, Kimi insanların ters ters, Kimilerinin garip garip bakmasıyla geldim kendime. Beynimin içi boşalmıştı sanki Hiç bir şey düşünemiyordum. Robot gibi, amaçsızca yürüdüm saatlerce Nereye gittiğimi bilmeden, düşünmeden. Şimdi sevdamız bitmişti ha! .. Sen yoktun artık öyle mi? Ben senin için dünyaya meydan okurken, Canımı bile fedaya hazırken Küçük bir kavga yüzünden Beni terk ediyordun. Bu kadar mıydı sevgin, Aşktan anladığın bu muydu? Kendimi savunma hakkını bırak bir yana, Son sözümü bile dinlemedin. Bu kadar acımasız olabilir miydin? Hiç tanımadığın insanlara bile şefkat abidesi sen! .. Herşeyimsin derdin bana, Günah olmasa tapacağım neredeyse derdin Bende saf saf inanırdım bu sözlerine. Oysa acımadan terk ettin beni. Ne hallere düşerim, nasıl yaşarım düşünmedin bile... Beni sensiz, aşkımı öksüz bıraktın apansız. Git! .. Eğer bu kadar basitse gitmen, Daha kötüsü olmadan git! .. Ben bir şekilde yaşarım elbette, Acıyla kahrolsamda, Sensizlikten yüreğim buz kesse de İnsanlara olan güvenim sarsılsa da Korkup öksüz bıraktığın aşkımızı Tek başıma da yaşarım ben. Ben yeterim aşkımıza, Terk ettin diye kıyamam aşkımıza, O tertemiz, o saf, o yüce... Senin tarafından olmasa bile Benim duygularım açısından bu böyle, En azından ben satmadım seni dünya menfatlerine, ya da ölüm korkusuna yenilmedim. Sırtından vurmadım seni, bana yaptığın gibi. ölünceye kadar sensizde yaşarım aşkımı, Sana rağmen, sana inat, hayata inat! ... Hayır nefret etmiyorum senden, Kızgınım belki Ve çok kırılmış olabilirim Yine de nefret etmiyorum senden Bu aşka layık değilsen bile, Senin sayende yüce bir aşkım var artık. Ne Kerem, ne Ferhat, ne Mecnun, ne Yusuf... Belki onlarınkinden bile yücedir aşkım. Onlar benden şanslıydı biliyorum. Kavuşamasalarda hiç olmazsa Aşklarına layıktı sevdikleri... Sevdikleri kadar seviliyorlardı. Oysa sen bir Aslı, bir Şirin, bir Leyla, Bir Züleyha kadar olamadın. Taşıyamadın sevdamızı, korkup kaçtın. İkimizin taşıması gereken sevdamızı Yükledin sırtıma düşünmeden. Yarıyolda bıraktın beni. Pişmanlık mutluluk kadar uzak değildir, Pişman olacaksın biliyorum. Kimse benim kadar sevemez seni. Benim gibi sevemez göreceksin. Geri dönmek istesende dönemeyeceksin. Gururun engel olacak buna. Gururunu bile aşamayan sevginle Yetişemezsin bana zaten, boş ver gitsin! .. Gururunu yensen bile tanırsın beni. Kovulduğum yere gitmem bir daha. Ve sen kalbinden kovmuştun beni. Kapılarını ardına kadar açsanda gönlünün, Girmem, giremem bir daha... Mutluluğunu da, acısını da Tek başıma yaşarım aşkımın Sana rağmen, sana inat, hayata inat. Fahrettin Petriçli |
Saygılarımla