eskidendi ama tadı bambaşkaydı
analar bacılar ip ağaçlarınde kilim dokurlardı
ebeler eciler kirmen eğirirdi dazalar bibiler iğ çevirirdi eskidendi ama tadı bambaşkaydı sabah olur ocaklar yakılır, saçlar kurulurdu yumaklar tutulur yufkalar açılırdı en sonda bükmeler yapılırdı eskidendi ama tadı bambaşkaydı yufkalar kurutulur kevrek yapılırdı soğanla yumurtayla kavrulurdu tok tutsun diye tembişte yenilirdi eskidendi ama tadı bambaşkaydı birer tek öküz beslenirdi sırayla sabana koşulurdu çalışmayanada övendere dürtülürdü eskidendi ama tadı bambaşkaydı keşikle orak biçilirdi ellikle ekin kavranırdı anadutla deste çekilirdi eskidendi ama tadı bambaşkaydı öğle olunca orakçı biçimi sofraya oturulurdu katmer yenir ayran içilirdi köpük helva yenilip soğuk sular içilirdi eskidendi ama tadı bambaşkaydı dövenle harman sürülürdü üçbeş tavuk civciv kenarda yayılırdı yabaylada harman savrulurdu eskidendi ama tadı bambaşkaydı dağ erikleri toplanır erik ekşisi yapılırdı yufka ekmek gibide ipe serilirdi kış gelincede ne güzel hoşaf olurdu eskidendi ama tadı bambaşkaydı kara üzümler kesilir keletere dolardı çuvala doldurulup çiğnenip suyu çıkarılırdı tavalarda kaynayıp pekmez, gün balı, bestel olurdu eskidendi ama tadı bambaşkaydı baraja deli zeytine gidilirdi tuzlanır çuvala konulur üstüne taş bastırılırdı yokluk bu ya, ne lezzetli olurdu eskidendi ama tadı bambaşkaydı bozdağa kumpire gidilirdi mendoradan kavun karpuz acur getirilirdi havuça da pürçüklü denilirdi eskidendi ama tadı bambaşkaydı gündüzden bir yük odun edilirdi gece yola koyulup araplıya satılırdı askere, talebeye harçlık yollanırdı eskidendi ama tadı bambaşkaydı palamutlar silkilir kurumaya bırakılırdı kuruyuncada pelitleri toplanırdı kış gelince koyun kuzu beslenirdi eskidendi ama tadı bambaşkaydı her yola bir küp su, bir tas koyulur, üstünede bir çardak kurulurdu gelen giden yolcu su içer, adınada musluk denilirdi küp boş kalmasın diye hergün testiyle su çekilirdi eskidendi ama tadı bambaşkaydı her sabah kocaçeşmenin başında sığırlar toplanırdı kimisi taşırgar yürüyemezdi sıcak basınca çoğu büvelek tutardı eskidendi ama tadı bambaşkaydı kimi birinci içer, kimi tütün sarardı zenginide arkası pamıklı içerdi kolcu geldimi tütünler saklanırdı eskidendi ama tadı bambaşkaydı bezirganlı, fahri bey çifliklerinde çalışılırdı aylarca langarlarda yatılı kalınırdı bir kamyon kasasınada yüz kişi binilirdi eskidendi ama tadı bambaşkaydı kurbanlar kesilir kavurmalar kavrulurdu ağzına kadar çömleklere doldurulurdu yıl boyunca gelenle gidenle yenilirdi eskidendi ama tadı bambaşkaydı koyun peynirleri derilere basılırdı etler kurutulur daha sonra yenirdi bundan dolayıda bize tikeci denirdi eskidendi ama tadı bambaşkaydı kış gelince ocağa bir kütük atılırdı maşayla dürtünce çıngılar çıkardı oda ısınmazsa ortaya bir mangal köz koyulurdu eskidendi ama tadı bambaşkaydı bacalarda yanan ilikmen isliydi oya ören kızların şavkı lambaydı komşuya giderkende fanis yanardı eskidendi ama tadı bambaşkaydı kirliler toplanır, kazanlar yüklenir yunnakcalığa gidilirdi asbaplar yunur, çok kirlisi tokaçlanırdı küllü suylada çokçuklar çimdirilirdi eskidendi ama tadı bambaşkaydı ayaklara dolaklar dolanır çarık giyilirdi kafalara da yağlıklar sarılır, dolma tüfekler omuza asılırdı gök gövercinler avlanır, yahniler yapılırdı eskidendi ama tadı bambaşkaydı beni anam pamuğa gider, ülger terezi doğunca gelirdi ovalardan alan ıspanagı kazar gelir, kavururdu dört çocuk tavadaki ıspanağı yer uyurdu eskidendi ama tadı bambaşkaydı baharda birkaç emlik kuzu alınırdı sonbahara kadar güdülüp, satılırdı Mehmet Çetin’e de okul harçlığı yapılırdı eskidendi ama tadı bambaşkaydı |