Cahit Sıtkı’nın yattığı koğuştayım.Altı yataklı hastane odasında Ardı ardına çalarken telefonlar Sevdiğim bekliyor beni cam dibinde Üstümden geçiyor ard arda vagonlar Benim güçsüz düşen anlamsız şavaşta Dostlar soruyor bir bir neden hastayım Ve ben Orhan Veli’nin öldüğü yaşta Cahit Sıtkı’nın yattığı koğuştayım. Elveda demek için vaktim yok artık Soramadım tabibime ölmek n’için? Saç dağınık, üstüm - başım yırtık Zaman bile yokmuş helalleşmek için Eş dost telefonda mecalim soruyor “Nasılsın iyi misin? Şimdi nerdesin?” Biri “Ne oldu sana ölme lan” diyor, “Hem neden soluksun neden yorgun sesin” Ranza da yatarken yorgunum biçare Sevdiği bekler sabaha bu garibi Çetele tutar olmuşum aşikare Radyoda duydum yine öldüren gribi Gong vuruldu ve vizit zamanı işte Başak kokan eli dokundu tenime O da ne Tabiblerin yamanı başta “Uyu diyor çıkarsın bayram gününe” Başucumda hemşireyi duyuyorum Diyor “ateş fazlaca yükselmiş yine” Dokunuyor sanıyor ki uyuyorum Ölüm denen korku içimde kime ne! Duy zahir Aslı’m hayat bulduğu yaşta Üşürken Zeynep için son savaştayım Ve ben Orhan Veli’nin öldüğü yaşta Cahit Sıtkı’nın yattığı koğuştayım. Aralık 2009 |