KUTLU KERVAN
(İkinci Bölüm: Gölgesi Huzur veren Çınarlar)
Yolları şaştı derken kervanın, Düştü derken pişmanlığın Kuyusuna… Bir tohum oldular sanki Vuslat için yeni baharlara… Bir gece kıyama duruldu, Dikildi bir geceye bir çınar. Gece divan duracak gibiydi Çağlar boyu yeni çınarlara… Kutlu kervan sevmişti Bu gölgesi huzur veren çınarları. Her durduğunda viran diyarlarda, Ya da harap olan beldelerde Çınarlarını yüceltmişti. Çınar yakışmıştı bu kutlu kervana, Çınar asrı olmuştu cihan, Kıtaları aşarak. Çınarın gölgesinde olmak için Bu kutlu kervanı gözlemişti dünya Köşe bucak. Kıtalar aştı da bu kutlu kervan, Zamanla yarışmadı mı? Çağlar kapayıp çağlar aştı, Zaman da ne ki! Yeni çağları ince ince ördü İnsanlıkta çağlar aştı, Maverada yüceldi İnanca hoşgörüde çağlar aştı, İlmin kandillerini tutuşturdu da “Beşikten mezara kadar…” Tefekkürde çağlar aştı, Muhteşem çınarımızın ulu dalları Kıtalar aştı, cihan buna şaştı. Bir saadetli devlet cihana kucak açarken, Bağrını haşerata siper ederken, Çatırdılar uyandırdı bu kutlu rüyadan Ulu çınarı. Trablus çatırdadı, Balkanlarda ciğerleri yandı, Yemende can evinden vuruldu. Mehmetçik koştu cepheden cepheye, Mehmetçik coştu destandan destanlara. Fetih toplumunun bağrı yaralı, Başı karalı fedakar milleti; Gelen haberlere ağladı, Duyduğu felaketlere ağıtlar yaktı. Kendi tasasına yanamadı, Çare diye davranamadı. Yorgun dallarıyla ulu çınar Kıtaları sarmaya çalışıyordu, kolunu kanadını kırıyordu İhanetler. |
değerli şair, kalemin saim olsun....