Küllükte Açan ÇiçekŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Hayat beni küllükte yaşamaya mecbur ettiyse yaşadım; ta ki, toprağı tanıyıncaya kadar…
S/el’in akıntısına kapılan düştü ömür
Kar, yağmur, borandı göle dolan savurgan ümitler Haşin bir rüzgâr esti, aldı tohumu kozasından Küçük bir kıvılcımla tutuştu körpe bedeni Harlandı baharı, arlanmayanların elinde Küllükte nihayet buldu vuslatsız yolculuğu Bıraktı kendini küllüğün yumuşak kollarına Tek dileği; büyüyüp serpilmekti Yağan yağmurları, damla damla içti sabırla Tutunduğu küllükte, kök saldı filizlendi Mutluydu Toprağı tanımıyordu ya… Diğer çiçeklere benzemezdi rengi ve kokusu Bedeni cılız, yaprakları solgundu Esti yine! O sert bakışlı rüzgâr Söktü çelimsiz fidanı yerinden Götürüp attı çiçek doğuran bahçelere Bakındı etrafa etraflıca Tanındığı toprak bastı bağrına Artık çok geçti Geçti ömür Biraz dargındı, bitirilirken hayatı Boynunu büktü çiçek, soldu Sere serpe uzanırken toprağın koynuna Gübre oldu toprağa Öldürüldüğü küllükle serpilerek toprağa Söz: Emine Uysal Yorum: Mehmet Ali Yalgın (m@li64) Şiirime ses olduğu için Mehmet Ali bey’e çok teşekkür ederim. |
Kar, yağmur, borandı göle dolan savurgan ümitler
..........
Önce göze sonra öze sonra da kulağa hitap eden bir şiir. Çok güzeldi Emine'ciğim. Yüreğin dert görmesin...Sevgimdesin...