Ahh sevgili ah!..
Keşke sen aşk masalından
Canlanıp çıkan bir peri
Ya da ben bir sihirbaz olsaydım
Acılardan,gözyaşından uzak
Düşler ülkesi kursaydım
İkimizi bir yumurta içine koysaydım
Beyazı ben,sarısı sen
Sen hep içimde dursaydın
Ben hep seni sarsaydım

Bize neydi
elalemin kocaman dünyasından
Bize neydi
İstanbulun taşından toprağından...
Biz
Suyumuzu taştan,ekmeğimizi aşktan çıkarırdık
O zaman...

Farzet ki acıktık
Zil çaldı yüreğimiz
Bize ne
Elalemin kuş sütlü sofralarından
Bize ne...
Gönül tabağımıza
Sımsıcak
Bakışlarımızı koyardık
İki siyah,iki yeşil
Dört zeytinle doyardık


Farzet ki su`sadık
Sevgiyle kanatlanır
Kuş olur gökyüzüne çıkardık
Şırıl şırıl
Bulutlardan süt sağardık...

Farzet ki çay`sadık
Kahkahamızı kaynatırdık
Bir porselen demlikte
İçine;
Bir tutam kırmızı
Tomurcuk gül atardık
Demlenmeye bırakırdık...
İşte bize; "aşk kanı" çay

Bunun yanında,
Kısık ateşte
Ruhumuzu ısıtır
Gülüşlerimizi gevretir
Ve...
Yüreğimizi, eritir eritir
Aşkın ekmeğine yağ sürerdik

Alırdık dudaklarımızdan
Konuşma yetkisini
Öpüşmeyi-verirdik
Gerekirse...

Doyumsuz sohbetler ederdik
Havadan sudan konuşmazdık
Verilen sözlerimiz
Havada kalmasın diye...
Yüreğimizle konuşur
Cankulağımızla dinlerdik
Hislerimizi
Dertlerimizi
Birbirimizi..

Bizden başka
Kimse duymazdı yürek sesimizi
Sessizliğin sesini dinlerdik
Avaz avaz susardık gönlümüzce...

ahh sevgili ah
Lakin gelmedin, gelmedin
Kendini seviyorsan gel
Düşlerimden düşmeden!..

TURAN ERGÜN
28.08.2008