...ARAR OLURSUN DOSTLUĞU!
Apak kaygısız bir günün de!
Çaresizliğin ızdıraplı kördüğümüne, hainlikle sardığı Hayattın; kör bir kurşunla vurup da, içten içe yıktığı Biçare biri hazanıyla çıkıverir, aniden karşına Girdaplarla çevrili gelir, ansızın korlu yanı başına! Senden son bir umutla “SON KEZ HAYKIRIŞTA” yardımını İster de! Hem de! Önün de! Ölümle burun buruna! Mecalsiz ve umutsuz çöker; Duygu bağının çaresizliğinde, son bam teliyle oturur karşına Gözlerinde nem Beyninde çakar birçok istem Yalvarır da durur, hiç düşünmeden Uzatırsın pembe düşlerini, önünü bile görmeden içten Şefkat dolu elini saf ve acıma duygusu dolu hislerle Çırpınırsın kurtarmaya safça, tüm gücünle habersizce Kim bilir? Nelerin ve neyin bedellerinin, başına yıkılması pahasına Girdabın ortasından, tutarak çekip de çıkarırsın Bin bir acılar içinde ve türlü emeklerle Bir takım avantajlarını; yok yere kaybetme pahasına Tüm gücünle asılaraktan, kurtarırsın Sana, kul köle olmuş gibidir Hiç mi hiçte ayrılmaz, kopmaz da yanından Başı eğik tüm minnetleriyle, eğilir saygıdan Ayakta durması, hayatın zül tufanında tutunabilmesi için Yardımlar edersin, hiçbir şey esirgemezsin Beslersin, koruyup da gözetirsin Kaybetmek pahasına da olsa varını yoğunu Biriktirilmiş; atiye ait yaşanacak tüm umutlarını Ayılır kendine geliverir, kalkar silkinerek Yürümeye de başlar Bu hayatta, son hızla yoluna yürürde birden Ama bir türlü firen yapamaz Arkasına bile bakmaz Hızla uzaklaşıverir Seni artık, hiç mi hiçte görmez tanımaz Emeğine ve çabalarına bile aldırmaz Heyhat dersin! Ben kendime ne yaptım ki, düşünemedim? Kalıverdim Ortalığın, tam da orta yerinde bile diyemezsin Bu sefer de, sen kalıverirsin biçare biçimde ve ararsın Ellerini uzatıverirsin, yıkık bir bedenle ve yaşlı gözlerle Bakarsın; yıkık bin bir hayretlerle! Delirircesine, açık fal taşı gibi gözlerle! Çıldırmak içten bile değil Şuursuzca koşarsın, sağa ve sola Garip ve ortada bon boş kalmış ellerle Bir anlayanı, bir seveni bulabilmek için Ararsın yürekte ki, korlaşmış yüreğin tüm acılarıyla Bir tek cana da; sen muhtaçsındır artık, kendi elinle Tek de olsa! Heyhatlar la! Başlarsın aşağıya, tepetaklak inmeye Bu kez de; sen ararsın artık, elini tutan bir dost dilenmeye (01.10.2010)AZAP… |