ANARŞİST SÖYLEMLERPeygamber Hıra’ da Doğmuştu içine san ki, sıra dışı hisler, Rab doğruladı vahiyle, hislerin gerçekler, Nasıl bir doğrulayıştı, o kelimeler öyle, Tokat gibi bir söylem, gerçekler aynen böyle, Ne duruyorsun bire adam! Kalk durma uyar, Hakkı söylemekse konu, korkmaya ne gerek var, Senden öncekilere bak, nasılda yiğit şanlı, At asayı Musa gibi, ol onun gibi sende namlı. Verdi içinden gelen, sese kulak, ‘‘Ya Allah’’ dedi, doğruyu kanıtlasak, Koşa-koşa indi, Mekke’ye yalınayak, Silkindi önce, sonra asasını yere vurarak. Peygamber Mekke’ de Ey ahali! Anarşist durmayın Allah’ a karşı, Bulursunuz yoksa beni, kendinize karşı, Henüz tekim diye, sakın korkar sanmayın, Esas güç bende, kendinizi kandırmayın. Ne dersin sen Muhammed, kafayı mı yedin, Ne oldu sana böyle, yoksa aşka mı geldin, Al şu koyunları, götür güzelce yemle, Kafamın tasını attırma, git konuş kendi denginle Lafını bilmeze bak, bize anarşist diyor, Kiminle konuştuğunu pek de bilmiyor, Güvenirsin böyle kendini bilmeze, Yönetmeye çalışır seni, biraz değer verince. Peygamber evinde Düşündü-düşündü, sabaha dek düşündü, Sağa sola dündü, içi burkuldu, Sert bir söylem gene Rab’bi tarafından, Kalk ağlayıp sızlama, çık yorganından. Bilir misin senden önce, neler-neler çektiler? Neredeyse onlar, Allah yok diyecektiler, Durumuna şükret, ve Beni’ de çok an, Dayanacaklar kapına, korkma Bana yaslan. Çık dışarı Muhammed; söyleyeceklerimi dinle, Göstereceğim sana gününü, elime geçirince, Demek bize anarşist dedin, seni gidi eşkıya , Koparacağım kafanı, yapacağım seni maskara. Resul yeni idi henüz görevde, Korkuyu yüklemişti Yaradan beşerde, Muhtemelen korkmuştu kafirden gerçekte, Bırakmıştı karşılaşmayı başka bir vakte. Peygamber hala Mekke’de Anarşist söylemler karşılık bulur oldu, Mele sınıfında bir tedirginlik doğdu, Kırk yıllık çoban çok hafife alınmış, Mekke yanıyor artık , ip ucu çoktan kaçmış. Korku ve üzüntü yok oldu resulde Meyvesini topluyordu dik duruşunun ertesinde, Baba oğul artık, karşı karşıya duruyor, Bedrin aslanları inanılmaz vuruyor. Kayda değer oldu, artık bir avuç Müslüman, Durmak yok öyle, daha büyümeye devam, Gerekiyor artık bir gece yürümek, Adı HİCRET tir, gerekiyorsa yolda ölmek. Yürüyün mustazaflar , daha yapacak iş çok, Allah yolunda hiçbir, zaman düşmana taviz yok, Hele bir varalım, Medine bizi duydu mu, Duymadıysa duyururuz, işte bizim halimiz bu. Peygamber Medine’ de Ey ahali! , Anarşist durmayın Allah’ a karşı, Bulursunuz yoksa bizi, kendinize karşı, Henüz tekiz diye, sakın korkar sanmayın, Esas güç bizde, kendinizi kandırmayın. Ne dersin sen ey Resul! Bak bizde seninleyiz, Daha önce işittik seni, Allah biliyor yanındayız, Hadi durma söyle! Neler-neler gerekiyor, Sana uymamız gerek ,çünkü Rab böyle diyor. Mutluydu Peygamber, bu söylemlere karşı, Rabbi O’nun yanındaydı, olsa dünya O’na karşı, Hep zorluk yok bu yolda, arada bir rahatlama var, Öğrendi artık bu yolu, inanılmaz bir cesareti var. İki söylem arasında, artık güçler dengeliydi, Saldırmadı Büyükelçi, çünkü her yeri merhametti, Hakka saldıracaklardı, biliyordu olacağı, Göründü hemen ilerde, müşriklerin sancağı. Hazırlıklar tamamdı, kazılmıştı koca hendek, Bozgundu müşrik sonu, O’na evet diyene dek, Hiç beklemediler böyle, dahice bir plan, Defolun be kafirler, çekin gidin işinize ulan. Peygamber tekrar Mekke’de Ey ahali! Benden sakın ola ki korkmayın, Gelin kardeş olalım, boşa kürek sallamayın, Az bir ömrümüz kaldı, bugün varız yarın yoğuz, Tren hala kaçmış değil, deyin artık bizde varız. Hüzünlüydü gene Resul, gider bunca emek boşa, Dönerlerdi ondan sonra, ardın sıra topuğuna, Seslendi Rabbi gaybdan O’na, üzülme hiç olan olur, Bende terazi asla şaşmaz, herkes hak ettiğini alır. Ey kavmim son zamanlarım, dediklerimi unutmayın, Sakın ola O’ndan başka, kimselere eğilmeyin, Terazide ölçüde sakın,şeytanlıklar yapmayın, Kendinizden olanın, sakın kanını akıtmayın. Ölmüştü artık Büyükelçi, Mekke’ de şimdi yas var, Üzülmüştü müminler ama, içlerinde cesaret var, Allah katında bir avuçtu, ağlamalarına bakmayın, Bir tanesi yüze bedel, sakın ola bulaşmayın. |