Bu Öpüşün Fotojeni Yokhayrettin taylan şimdi yanımda yangınlar angınlarını sunuyor rüyalarımın duşunda yıkanıyor fotojenikliğin kendime taranıyor suskun halin perişanlığın hatıralarına sismik alınganların ekleniyor kırgın güllerin büyüyor yaramda kanasam kanar mısın yansam küllerime Buda olur musun yoksunlarım yıkanır mı ganj’ımda tayfunlarımı öper mi zülfünde eriştiklerim gökkuşağı gibi öper misin renksiz göklerimi unutuluşun üstüne üst benlik zarfı atar mı can kırıkların güzel sesinin melodisinde eritir misin yeniden nefesin nefsimin kutbu olup penguen sevgiler yayar mıydın yeniden döngülerimin dününde ezeli olmayan sensin sonsuzluğumun son keresinde bir kere olur mu yüreğin bir kereydi aşk son kereye kafiyeleşmiş gibiydi gidişin yokluğun yeni bir yok oluşun ironik dehlizi hep bir gün gelirsin diye mesnevi uzuyor sevdamıza perişanlığımın imgesiz kaçışı gibi gidişin asla doğmayan güneşlerin ilk ışığı gibi asla oluşuna kaniyim sensizliğin zincirlerine vurulmuş Yusuf’un güngörmüşüyüm Zeliha’lar yaramı sarmakta mumyalanmış sevdamı piramitlere taşıyor firavunların tutku elimde Musa’nın asası yüreğindeki yılanları öldürüyor sevgim varlığının tınısı Kızıldeniz’de aşka gelecek ve çalacak bensizlik Yokluğun bestelenmiyor kan revana marş oluyor sözlerin aşk sonrasına güneş oluyor gözlerin gelişlere kadim oluyor duruşun sensizlik yeni yaranın hanı ben yolcu sevda seyirci Bırakma sevda yellerimi Al sellerime damlalarına kardeş kıl yarın aşkımıza yarın yarın bizimle sözlendi yarın aşk düğün gecesi söndür son bakışındaki aşk ışığımızı |