Rüyasında görmüştü teröristlerce öldürüleceğini
Üç kez aynı rüyayı görmüştü biliyordu öleceğini
Genç yaşta hayata doyamadan gideceğini
Babasına anlatmıştı genç yaşta ömrünün biteceğini
Karanlık bir sokakta soluk soluğa koşuyordu
Karanlık gölgeler koşarak peşinden geliyordu
Yağmur sanki bardaktan inercesine yağıyordu
Soluk soluğa, nefes nefese kan, ter içinde kalıyordu
Varıp şehit ediyorlardı kendisini kimse yardım etmiyordu
Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu
Kanı yağmur sularıyla birleşip sonsuza karışıyordu
Oysa buram buram vatan sevgisi kokuyordu
Altın sarısı doğuştan meçli saçlarıyla göz dolduruyordu
Kahrolası vatan hainleri böyle bir cana kıyıyordu
Yolda gören herkes ama herkes onu seviyordu
Henüz on sekiz yaşına yeni giriyordu
Astsubay okulunu dereceyle bitiriyordu
Komutanı yavrum sen henüz çok küçüksün diyordu
Ama o askerliği ve şanlı üniformayı çok seviyordu
Babacığım adam oldum değil mi diye soruyordu
Daha onsekizine bir kaç gün önce giriyordu
Gölgeler peşinde soluk soluğa kaçıyordu
Birini haklamıştı arkadaşları söylüyordu
Karanlık bir sokakta başından vuruluyordu
Eline sonradan bir silah tutuşturuluyordu
Kader bir masum canı daha sevdiklerinden ayırıyordu
Şahin bakışlı meçli yavru gençliğine,hayatına doyamıyordu
Kahrolası hain eller körpecik bir cana daha kıyıyordu
Son nefesinde bile yavrum vatan sağolsun diyordu
Bir yıl sonra asker dayısı kasa uçağında şehit düşüyordu
Çok sevdiği yeğenine ahret aleminde kavuşuyordu

Nihat Gülle
Şair ve yazar