Özlediniz mi hiç...
Siz hiç özlediniz mi....
Bilirmisiniz özlemi.... Elinizi uzatsanız tutacak kadar yakındır düşündüğünüzde..... Ama uzattığınızda kül olur....su gibi hayali...... Uçar gider....... Bakakalırsınız....... Siz hiç özlerken etrafı göremez hale geldiniz mi...... Yüzünüzdeki mercek çukurlarından fırlayan bakışlar hiç kayboldu mu köşelerde Ekseniniz hiç girdaplaştı mı özlerken....... Kafanız kadar zihninizde döndü mü hiç...... Peki ya hiç sevdiniz mi..... Severken kendinizi grotesk komedinin bir parçası gibi hissettiniz mi hiç..... Özlemden tutuşmuş iliklerinizde şimşekler çaktı mı hiç..... Koptunuz mu hiç sizle konuşanın anlamından dinliyor gibi bakmanıza rağmen...... Mıknatısın ters kutupları gibi kendinizi ittiniz mi hiç toplumdan o kavurucu hasretin yüzünden...... Tüm değerlerinizi bir kenara bırakacak kadar daldınız mı o deryaya hiç...... Ay güneşi kıskandı.........güneş ayı....... Özlerken bunlar kadar kıskandınız mı hiç........ Güneş kadar tutulabildiniz mi hiç... Özlem hiçleştirdi mi sizi hiç...... Sevgiye lanet okuyabilecek kadar kayboldunuz mu hasret yollarında hiç.... Zemheri soğuklara tutuldunuz mu hiç gece yarılarında..... Aynalardan fışkıran silüetinize bakarken hasret duyulanı görebildiniz mi hiç....... İstanbulu izlerken aynı şehirde olmanın verdiği harmonide derin derin soludunuz mu hiç....... Ya da bir başka şehirde....... Ya da dünyanın en uç ülkesinde....... Ne farkeder sanki..... Adı hasret içeriği yırtıcı ve hırçın bir özlem...... Bir adım ötenizde ya da bir dünya ötenizde...... Ona bakarken bile özlediğinizi hissettiniz mi hiç...... Hani üstad Can Dündar diyor ya.... Siz hiç yarım insan oldunuz mu.... Siz hiç sinemada iki kişi için tek başınıza film izlediniz mi..... Korktunuz mu hiç kıyasıya hasretlere düşmekten..... Sevmiyorum hasretleri.... Sevmiyorum özlemleri..... Sevmiyorum sevmeleri...... |
Bilirmisiniz özlemi....
Elinizi uzatsanız tutacak kadar yakındır düşündüğünüzde.....
Ama uzattığınızda kül olur....su gibi hayali......
Uçar gider.......
Bakakalırsınız.......
Siz hiç özlerken etrafı göremez hale geldiniz mi......
Yüzünüzdeki mercek çukurlarından fırlayan bakışlar hiç kayboldu mu köşelerde
Ekseniniz hiç girdaplaştı mı özlerken.......
Kafanız kadar zihninizde döndü mü hiç......
Peki ya hiç sevdiniz mi.....
Severken kendinizi grotesk komedinin bir parçası gibi hissettiniz mi hiç.....
Özlemden tutuşmuş iliklerinizde şimşekler çaktı mı hiç.....
Koptunuz mu hiç sizle konuşanın anlamından dinliyor gibi bakmanıza rağmen......
Mıknatısın ters kutupları gibi kendinizi ittiniz mi hiç toplumdan o kavurucu hasretin yüzünden......
Tüm değerlerinizi bir kenara bırakacak kadar daldınız mı o deryaya hiç......
Ay güneşi kıskandı.........güneş ayı.......
Özlerken bunlar kadar kıskandınız mı hiç........
Güneş kadar tutulabildiniz mi hiç...
Özlem hiçleştirdi mi sizi hiç......
Sevgiye lanet okuyabilecek kadar kayboldunuz mu hasret yollarında hiç....
Zemheri soğuklara tutuldunuz mu hiç gece yarılarında.....
Aynalardan fışkıran silüetinize bakarken hasret duyulanı görebildiniz mi hiç.......
İstanbulu izlerken aynı şehirde olmanın verdiği harmonide derin derin soludunuz mu hiç.......
Ya da bir başka şehirde.......
Ya da dünyanın en uç ülkesinde.......
Ne farkeder sanki.....
Adı hasret içeriği yırtıcı ve hırçın bir özlem......
Bir adım ötenizde ya da bir dünya ötenizde......
Ona bakarken bile özlediğinizi hissettiniz mi hiç......
Hani üstad Can Dündar diyor ya....
Siz hiç yarım insan oldunuz mu....
Siz hiç sinemada iki kişi için tek başınıza film izlediniz mi.....
Korktunuz mu hiç kıyasıya hasretlere düşmekten.....
Sevmiyorum hasretleri....
Sevmiyorum özlemleri.....
Sevmiyorum sevmeleri......