BEN YAKINIM...
Sana bir solukluk nefes kadar, çok mu çok yakınım
yakın bana niçin, fersah fersah Kaf dağınca uzak? ya bu bana, Allah’ın sunduğu bir tek mutluluğum ya da acılar içinde, hayat kurdu bir tür tuzak adımlar neden hep tek yönlüdür, nefse kör akarlar? dost kapıdan çevrilir, hasut ’lük içimizde değirmi? neden bu gurur ve kibir durmaz, ensem de yatarlar? hayatın şartı; huzura ak çıkabilmek değil mi? ne umdun miskin gönlüm, yediğin haltların güzel mi? kul gönlünün nefret ve bedduası mı sana elzem? dert çaresi; içten akan, hakkın hoşluğu değil mi? rezil olup battıktan sonra, niye koşarsın her dem? çimdikçe arınıp kirden, rezilliğin gider elden bir gönül bin deryayı doldurur, hak aşkı kurulur ruh sevgisine koşar, sevgi coşar gönül de selden hak yolda; ne İrem bahçesi, ne gül istemi olur biçare gönül; nefis dağ aşmaz, düze kaçar durur gönül değirmeni durmadan, hep kendine öğütür yol yordamın ortasında, kalp özüyle tek bulunur hak merdiveni; kirli hisleri hiç koymaz çürütür gebe deve sesinde, kuru kütük gibi inlerim hakikat deryasında ki bir zerreye de razıyım yandım yüceliğinde güzelin, başka ne isterim Hakkın hak yolunda, yokluğun açlığına da varım Ben yakınım; o ruhunun eriyiğinde tüm benliğimle canımla öğütülüp de kavrulmaya Ben hazırım; yücenin huzurun da yerlerde de sürünüp de, aşk alevinde korlu savrulmaya Dumanım sardı iç yangınım da yüreğimi, yetmez ki köz bağrımda ki özlemimi harlamaya Boşa geçen günlerdeki nefsim söyle; ne kaldı boş elinde, kör gözlerin sönmüş ferinden başka Toprak hayat oldu sundu seni yaşattı nefsini, gel artık deyince geride ne kaldı hak olan aşka (31.08.2010)AZAP |