rüzgar
kırk merdivenden düşen güneş
tepe taklak zamanlarda çırpınan kalem sahra yangınında saklı çöl güzelidir dudaklarındaki gece düşü/ ömrümün... dişlerimin arasından sızan serin bir sesleniş ta derinden ırmak ırmak akan yüreğe kana/ya kana/ya içtiğim özlem... hiç bir mevsim solmadı aslında ve hiç bir zaman akrep yelkovana küs değildi martı kanadından mavide damlamadı avuçlarımda sadece bir tutam kırmızı hiç e dair ne almira yı özlüyorum ne parisi seni de sevmiyorum artık koca memeli falcı seni de sevmiyorum ay düşüm içimden şiirler geçiriyorum sadece arabesk bir travmada can verirken kağıt bir tutam rüzgar yutkunabildiğim |
içinizden şiirler geçsin hep.
ki böylece sayfanızda yer bulurum kendime.
çok güzeldi, yine.
saygılarımla.