SürmelimŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bu şiir ile,, şiire ait Beste - Müzik : Din, Vatan ve İnsanlık sevgisini sinesinde taşıyan Doğum yerim SÜRMELİ YOZGAT’ ın Çilekeş insanlarına Hatıram olsun. SÜRMELİ Festivallerinde okunup, MP3 Müziği dinlensin…./
söz erdal yılmaz beste ersin kayışlı, yorum mustafa açıkgöz bu Beste-Müziğin yasal hakları mevcuttur... ... İnsanın kendi şiirleri üzerine bir şeyler yazması zor bir iş, ancak bir kaç cümle önsöz gibi bir şeyler yazmam gerekirse; babamın bana yıllar öncesinde söylediği ve hala kulaklarımda uğuldayan sözlerini önsözün başlangıcı yapmam uygun olacaktır… Lise yıllarımdı; babam (şair Fazlı YILMAZ) , şiir denemelerimin bulunduğu defterimi bulmuş ve bana “oğlum gel bakalım buraya sen şiir’mi yazmaya başladın, aferin oğlum iyi bir iş yapıyorsun ancak bu yazdığın şiirler bende şöyle bir izlenim bıraktı: karasabanın sapını tutmuşsun tarla sürüyorsun ve giderken de sanki konuşarak arkanda dümdüz bir iz bırakmışsın birazcık ölçülü kafiyeli yazsan iyi olur…” demiş şiirlerim onu tatmiş etmemişti. Çünkü ona göre şiirlerim; ufka doğru uzanmış düz bir çizgide giden ve giderken de konuşan kişilerin ölçüsüz konuşmaları idi… İşte bu konuşmalardan oluşan şiirlerim; Gençlikten Çarpan Kalbimden Çocuksu çırpıntılar ve ilk esintilerdir. Bunlar; ortaokul yıllarımda başlamış ve gönülden, samimi, katkısızca anlamlı veya anlamsız olan esintilerimdir… Şiirler bazen gerçek yaşanmışlıktan esintiler olduğu gibi, hayali yaşantılardan da esintiler olabilir. İşte benim şiirlerim de böyledir. Gerçek yaşantımdan esintilerle beraber, hayali yaşantılarımdan da esintilerdir… İnsanın ömrü boyunca yaşantısı bir devirdir. Bu devir içerisinde; çocukluğu, gençliği, bekârlığı, evliliği, acıları, kederleri, ümitleri, ümitsizlikleri, zenginliği, fakirliği, sevgileri, hayalleri sığdırılmıştır. İşte bu bir hikaye’dir. İnsanın hikayesi… İnsanın bu yaşantısının herhangi bir anında hikayesi susabilir. İşte benim şiirlerimde de, gerçek veya hayali hikayem bir an geldi; Gençlikte Çarpan Kalbimdeki Çocuksu esintiler, Bir Devrin Hikayesiyle susuverdi… Yıllarca susan çocuksu esintileri artık gün ışığına çıkarmak istiyorum. Hayatın şartları içerisinde çocuksu esintilere kapalı, katılaşmış ancak insanlık sevgisine açılmış kalbimi çocuksu esintilerimle barıştırıp, birleştirmek istiyorum. Ve istiyorum ki bundan böyle sevgiler doğsun… Papatyalar topladım, saçlarına tak diye. İşte koydum buraya, aç kalbime bak diye. Bu sevda benden sana, ebediyen hediye. Sakın üzülmeyesin, bırakıp gittim diye. Belki bir gün burada, kavuşuruz seninle. Oturup şurdan buradan, konuşuruz seninle. Kalbimizde o sevgi, dinmemişse seninle, Mazimize bakarak, ağlaşırız seninle. Bir daha gelişinde, papatyalar tak da gel. Hasretini çekerek, ölmemişsem bakta gel. Festivalde yaz da gel, besteleri yapta gel. Kapkara sürmeleri, kaşa göze sür de gel. Tutuşarak el ele, Yozgat’ın çamlığında. Öylece yürüyelim, gecenin mehtabında. Bak yıldızımız kaydı, puslu samanyolunda. İyi ki geldin sevgilim, ömrümüzün sonunda… Erdal YILMAZ |
Öylece yürüyelim, gecenin mehtabında.
Bak yıldızımız kaydı, puslu samanyolunda.
İyi ki geldin sevgilim, ömrümüzün sonunda…
ÇOK GÜZELDİ TEBRİKLERRRRRR