GURBET ACISI
Önce bir kızıllık çöker engine
Başlar yavaş yavaş hasret sancısı Düşlerim karışır ufkun rengine Böyledir her akşam gurbet acısı Geçmiyor buradan umudun yolu Zavallı yüreğim ıstırap dolu Kırılmış sevdamın kanadı, kolu İnletir her akşam gurbet acısı Rüzgara karışan her buruk seste Selam gönderirim ben eşe, dosta Ayrılık faslından bir hüzzam beste Söyletir her akşam gurbet acısı Sılayı anarken her iç çekişte Keder yükler bana bahar’da, kış’ta Taşın ağırlığı nasılsa işte Öyledir her akşam gurbet acısı Hüzün çöktü yine şu Ankara’ya Hiç bir şey kar etmez bu fukaraya Bir demli çay ile bir sigaraya Meyletir her akşam gurbet acısı |