Sivas'ım
SİVAS’IM
Bereket fışkırır toprağı taşı, Ne dengi bulunur ne de bir eşi, Ağustos bitmeden başlıyor kışı, Yağar buram buram kar Sivas’ım da. Pir sultanlar bizde, Veyseller bizde, İnsana muhabbet değildir sözde, Aleviyle, Sünni bir bütün özde, Kardeşlik ne demek gör Sivas’ım da. Selçuklunun başkentiydi bir zaman, Asla düşmanlara vermedi aman, Gönlünde sevda var göksünde iman, Manevi iklime gir Sivas’ım da. Yurdumun temeli burada atıldı, Sonra yıllar yılı hep unutuldu, Kaç kez haksız yere taşa tutuldu, Bazen de yaşamak zor Sivas’ım da. Çifte minaresi gök medresesi, Yüzlerce camiden müezzin sesi, Tarihe tanıktır her bir köşesi, Maziden çok izler var Sivas’ım da. Kadını erkeği sever halayı, Gurbetçisi hiç unutmaz sılayı, Coşar kızıl ırmak mart, nisan ayı, Bir ömür yaşayıp dur Sivas’ım da. Şanlı ve şerefli Sivas’ın dünü, Davulla zurnayla yapar düğünü, Dünyaya nam salmış kangalın ünü, Dağlar çakallara dar Sivas’ım da. Buz gibi sularda alabalığı, Şenlikte el ele kalabalığı, İşlenir madeni demir, çeliği, Dağları eriten har Sivas’ım da. Bin bir çiçeklerden balların hası, Dumanlı dağlarda cennet havası, Hele ilkbaharda gel gör Sivas’ı, Lale, sümbül, nergis der Sivas’ım da. Girip çermiklerde şifalı suya, Madımak çorbası ye doya doya, Gurbetten özlemle varınca köye, Anayı, babayı sar Sivas’ım da. Köyleri doluydu eski çağlarda, Çobanı kalmamış şimdi dağlarda, Gülleri solmuşta viran bağlarda, Bülbülün çektiği zar Sivas’ım da. Fikri Pınarlı 10 Şubat 2010 |
Çobanı kalmamış şimdi dağlarda,
Gülleri solmuşta viran bağlarda,
Bülbülün çektiği zar Sivas’ım da.
Nefis bir şiirdi dost şair.Kutladım selam ile