Hoş geldin onbir ayın sultanı
Hoş geldin hanemize. On bir ayın, sultanı,
Nur döktün gönlümüze, güneş gibi doğarak, Hiç yokken birdenbire, nurlar sardı her yanı, Buluştuk ramazanla, Hak yolunda durarak. Ey Rabbim sen indirdin, dedin size bu farzdır, Tut dedin niyet ettim, benim duam niyazdır, Ya Rab’ im kabul buyur, gönlüm sensiz olmazdır, Hoş gelmiş yüce Rab’ im, on bir ayın sultanı. Dökülsün candan kirler, birer, birer her gece, Kolaydır cevap vermem, ahret günüm gelince, Korkumuz hiç. olmasın, ne yaptın sen denince, Hoş gelmiş yüce Rab’im, on bir ayın sultanı. Allah’ım rahmetin ver, oruç tutsam yanında, Beş vakit sabah akşam, namaz kılsam yolunda, Vaz geçmem diken olsa derd’ i bulsam uğrunda, Hoş gelmiş yüce Rab’ im, on bir ayın sultanı. Bereket geldi birden, hanemize Rab imden, Günahım varsa af et, yüce Tanrı’m sen benden, Dileğim bir tek şudur, güller dermek bahçenden, Hoş gelmiş yüce Rab’ im, on bir ayın sultanı. Canlara can katardır, oruç tutsak bilerek, Ruhumuz aşkla dolar, Hak emrinden giderek, Tutalım ramazanı, gönül gözlüm diyerek, Hoş gelmiş yüce Rab im on bir ayın sultanı. Ya Rab’ im gece gündüz Hak yolunda yürürüm, Şu güçsüz bedenimi, Hak yolunda sürürüm, Aylardır oruç tutmam, güneş görmem çürürüm, Hoş gelmiş yüce Rab’im, on bir ayın sultanı. Hoş gelmiş sefa gelmiş, bu ramazan koşarak, Kul Yüksel ya Rab’im der her gün oruç tutarak, Gönlüme şavk tut ya Rab. Var mı derdin sorarak, Her bir kul oruç tutsa, Tanrı’m sever bu ayda. Eskiler ramazan geceleri fıkrasız geçmez derlerdi,sahura kadar hikaye fıkra ve dua yaparak geçirdik biz ramazan gecelerini derlerdi. Bir de ben fıkra ekleyeyim öyleyse. ---------------------------------------------------------------------------------------- Tilki kurnazlığı. Tilki bir gün ormanda avlanmaya çıkmış ormanın derinliklerinde av bulmak için dolaşırken bir de ne görsün, bir ağaca asılmış koskoca bir geyik eti budu, tilki eti görünce sevinmiş, sevinmiş sevinmesini ama, bulduğu et boyundan alamayacağı kadar yüksekteymiş ve onu oradan nasıl alırım diye düşünmeye başlamış. Tam da onu düşünürken, öbür taraftan bir kurt çıkagelmiş demiş ki tilkiye ne bekliyorsun o eti oradan alıp yesene ; Tilki bir yerinden alamadığı ağaçta asılı duran ete bakar, bir de kendine bu soruyu soran o kurda bakar ve kurda cevap verir. Kurt kardeş, kurt kardeş ben bu gün oruçluyum… Der. O öyle deyince, kurt bir çırpıda hoplayıp eti bulunduğu yerden aşağıya indirir ve bu arada pat diye bir ses çıkar, kurt orada avcıların kurduğu tuzağa kendini kaptırıverir ve eti yiyemez hale gelir. Tilki derhal yere düşen eti yerinden alır ve büyük bir iştahla kurdun düşürdüğü eti yemeye başlar. Kurt öbür taraftan canı acıya, acıya eti yiyen tilkiye bağırır. Hani sen oruçluydun,hani sen oruçluydun. Ne oldu da orucu bozdun? Der. Tilki ağzında et,kurda cevap verir. Top atıldı ya, sen duymadın mı ? topun sesini der. A.Yüksel Şanlı er 10 Ağustos 2010-08-08 Antalya. |
Şiir ve fıkra güne yakışan güzellikteydi.
Tebrikler,selamlarımla.