BÜYÜDÜK
BÜYÜDÜK
Biz bir evde altı tane çocuktuk Tepeköyde ara ara büyüdük Bazı çıplak kaldık bazı acıktık Sebebini sora sora büyüdük Ondan bundan eski püskü gelirdi Babam bize çarığı zor bulurdu Panturumuz kırk yamadan olurdu Dizlerini çıra çıra büyüdük Çoban olur dere tepe aşardık İneklerle koyunlarla yaşardık Öküzleri arabaya koşardık Kıçlarına vura vura büyüdük Ne gezerdi un dolusu torbalar Kim yapardı çeşit çeşit çorbalar Neredeydi takım takım urbalar Yoksulluğu göre göre büyüdük Kışın tatı sürütürdük ormanda İlkbaharda iş başlardı her yanda Yaz gelince tığ olurduk harmanda Güzün neker kıra kıra büyüdük Cazı gibi süpürgeye binerdik Ortalıkta tepe takla dönerdik Anam babam bağırınca sinerdik Sessiz sessiz dura dura büyüdük Kömür ne ki kim duymuştu adını Kim almıştı kalorifer tadını Daldaya dizerdik kışlık odunu Kütükleri yara yara büyüdük O zamanın imkanları dar idi Ölmek kolay yaşaması zor idi Mahallede bir öğretmen var idi Ona kulak vere vere büyüdük Pantur = Pandolon Çıra çıra = yıprata yıprata Tat= Çam dalı Tığ= Danesi seçilmemiş saman Neker = Meşe yaprağı Dalda = üzeri örtülü yer Yalçın TEMİZ - 2008 |