Bizim oralarda derelerBahar gelir coşuverir dereler, Köpük, köpük atlar, taşların üzerinden sular, Bağ araları, şenlenir, Kuşlarımız şenlenir, derelerin neşesinden, Ve karın verir suya doymuş, güneşe hasret toprağımız. Ağaçların arasında baharı beklerken… Kokar kara toprak evlek, evlek islenirken, Gelince ilkbahar, bizim oralarda. Önce üveyikler çıkar ortalığa, Gezinir mandallarda, ibibiklerle beraber, Serceler, Kargalar işler toprağı, Mandal, mandal toprak işleyen insanların arkandan… Ve tayinler (sincaplar)baslar ceviz dallarında öterek daldan dala sekmeye, Öterler de onlar durmadan, Sen seslerini duyarsın o tayinlerin Taa en az birkaç saatlik zaman, ötelerinden. Ve artik azgın akar dereler, Bağ arasının nağmeleri söylenir derelerde, Azgın akan bentler yıkan derelerde. Bir haftada, yeşeriverir kış uykusundaki cemle görmüş ağaçlar, Toprak isinmiş uyanmıştır derin kış uykusundan, Önce domurur sonra sürgüne baslar, Salkım saçak derelerin kenarındaki sehvi söğütler, Ve dere kenarlarındaki cevizler, Mandal, mandal dolaşan karaağaçlar, Eğer de dallarını su içer, Derelerin buz gibi akan, kar sularından. Hale, hale o dökülür. Gün ışığı mı onlar, Derelerin göletlerine, Birbirine yaslanmış ağaçların dal aralarından, Yanar, döner öyle dökülür suyun içine, Işıl, ışıl parlayıp dans eder, Kurşuni renkli derelerdeki tılsımlı ışıklar. Bir başka cağlar, Bir başka cağlardır, bizim baçlardaki Dereler, Nağmeler halt etmiştir, şarkılar halt etmiştir, Bir türküdür, bir ağıttır her derelerdeki suyun çağlayışı, Baharda coştukça coşar da, Ninni olur yorguna, gölgede uyuyan insanlara, Bizim oralarda çağlayan dereler. 15 Temmuz 2010 Ahmet Yüksel Şanlı er |
saygım ve sevgimle...