HAKKA YÜRÜDÜ BABAM
Bu gün üç temmuz günü,
Hakka yürüdü babam, Şeb-i aruz düğünü, Hakka yürüdü babam, Kırk yedi yaşındaydı Akılı başındaydı, Yüreği dışındaydı, Hakka yürüdü babam. Çok engel atlayarak, Dertlerin katlayarak, Midesi patlayarak, Hakka yürüdü babam. Aciz kaldı ilmi tıp, Öyle upuzun yatıp, Gözlerini kapatıp, Hakka yürüdü babam. Üç temmuz yetmiş dokuz, Çoluk çocuk hep şokuz, Geçen yıl bir, bir otuz Hakka yürüdü babam. Kizir oldu üç dönem, Herkese verdi önem, Göçünce anam, ninem, Hakka yürüdü babam. Derde çare bulurdu, İpten adam alırdı, Latifeyle gelirdi, Hakka yürüdü babam. İçli ve duyguluydu, Saygın ve saygılıydı, Biz için kaygılıydı, Hakka yürüdü babam. Sövene seslenmezdi, Zalime yaslanmazdı, Parlaktı paslanmazdı, Hakka yürüdü babam. Göğüslerdi yarışı, Önemserdi her işi, Çok severdi barışı, Hakka yürüdü babam. Babasının adıydı, Sanki adil kadıydı, Bu dünyanın tadıydı, Hakka yürüdü babam. Doğruya idi yönü, Çok hazin oldu sonu, Rahmet eylesin onu, Hakka yürüdü babam. Sonuçsuzdu çabası, İte kaldı abası, On kişinin babası Hakka yürüdü babam. Oğuzsoylum ne desem? Tadı yok içsem yesem, Feleğe nasıl küsem? Hakka yürüdü babam, 03.07.2010 |
Selamlar, saygılar