DAĞIN ETEKLERİNE İNDİM
Özledin mi beni diye sordun
Özlemedim seni Rüzgarı, balıkları Martıları anlatan adam. Denizin çırpınışlarını Ayrılıkları Yakarışları Ve uzaktan uzağa çağırışları Başlatan adam Özlemedim seni Özlemedim gülüşünü Simsiyah, çekik bakışını Derin derin iç çekişini Bana denizi anlatışını Özlemedim işte Özlemem mi gerekiyordu? Rüzgar bir iç çekiş mesafesinde Yaralarıma deniz kumu basıp geçiyordu. Sen gidiyordun Sen yok oluyordun Ve ben durduramıyordum Karanlık bir bilmece oluyordun Güneş doğmuyordu "Dağın eteklerine in Zirvede yaşıyorsun" diyordun "Güneş çıkınca yanıyorsun Gece inince donuyorsun" diyordun Ben inemiyordum eteklere Bak şimdi indim Ve indiğim için özlemedim seni Özlemedim yaralı gülümsemeni Ve kendimi harika hissettirmeni Özlemedim işte beni terk edip gitmeni Sen deniz, martı yosun kokusu diyordun Ben SEN SEN yine SEN Sen denizi martıları yosun kokusunu özlüyordun Ben SENİ SENİ yalnız SENİ Derin bir yara oldu yokluğun Anne yunusun yavrusu için çırpınışlarını anlatırdın Gözlerin dolardı, ben kahrolurdum Hiç bilmem denizi hiç görmedim derdim Görme zaten deniz kanunları katıdır, serttir, İncitir seni derdin Ve ben hayalimdeki gizli denizlere giderdim Sen olmaz gelemem senle derdin Ve sen beni bırakıp gittiğinde Hep denize gittiğini hayal ettim Çünkü mutluluktu senin için deniz Ve ben seni hep mutlu hayal ettim Denizin koynunda olduğunu Yakamozlarla coştuğunu Martılarla uçtuğunu Dalgalarla geçtiğini hayal ettim Sonre farzettim ki sen Anne yunusu kurtardın Düşündüm ki sakin bir dinginlikte Denizin kokusunu içine çektin Belki sigarayı bıraktın Belki özlemini Belki acılarını Ama emin olduğum birşey vardı ki Sen beni bıraktın Ve ben sözünü tuttum İndim dağın eteklerine Hiç özlemedim seni |