gitme...GİTME; Gideceksen de bakışlarını bırak öyle git! Tatlı yaz gülüşünü takınsın gözlerindeki ela bebek Minicik cesaretiyle “seni seviyorum” lar bestelesin Dudaklarında bilmediği lisanlarda sevdalar… Ben yine belki’ler biriktireyim gömleğimin sol cebinde; Gözlerindeki kundağa mektuplar bırakayım, Pulu dudaklarım, zarfı solgun yüzüm… Seni seviyorum yazsın içindeki aciz kâğıdın her satırında. Gözlerindeki bebek, şaşırsın bilmediği dildeki bu iki kelimeye Bir ezgi mırıldansın gözlerimden, en tiz düş sesleriyle… Minicik elleriyle tellerine dokunsun sessiz bir gitarın… GİTME; Gideceksen de tenini bırak öyle git! Dokunuşunda sana dönen yollar bulayım Ellerimle, sırtına seni seviyorum yazayım Dudaklarında durulsun sonra aynı dokunuş… Berrak bir öpücük eskisin dudaklarımızda Biz, gözlerimizdeki farklı ırklardan bebekleri sevelim… İnadına barısalım birbirimizle, Bir mumun alevini mehtaba çevirelim Söndürüp mumu, mehtabın üstünü örtelim… Sen dizimde yat, duvardaki melek gülümsesin; Ben saçlarını okşayayım, Gülümseyişinin sırrı yayılsın odamıza… Bir düş şımarsın, bir sabah beklesin kapıda sabırsızlıkla… GİTME; Gideceksen de gülüşünü bırak öyle git! “Gülümsemene bayılıyorum” dediğin günler yankılansın salonda Terlik kavgalarımıza şahit yastıkları da yoldan çıkaralım, Onlar da kavga etsinler… Ve biz yine umuda nazır bir şiirde barışalım. Ben gülümsemene sarılayım, sen suskunluğuma… Sen gülümsememe bayıl, ben yanaklarımdaki aynayı parlatayım… Ve “nedenim sensin” yazayım... Parmaktan kalemimle, sevgiden yanaklarına… Sensizliği elimin tersiyle kovayım gamzelerinden, Ve mavi bir sevinç gözyaşıyla büyüsün benliğimiz… Tüm kırmızı utangaç güller mavi olsun o an… Tüm berrak gülümsemeler türkuaz bir sevda… GİTME; Gideceksen de sesini bırak, öyle git! En manasız ezgileri başyapıta cevir, Kalbimdeki hüzün, balkondaki kış erisin… Soluğumda sesinden izler, Gırtlağımda tütün gibi bir acı olsun… İmkânsızlığına rağmen yutkunayım türkünü… Bir çığlık parçalansın dudaklarımda, İncecik sesin kalbime aksın, Ve arta kalanlar bir hayranlıktan, yanaklarına yansısın Gamzelerine gülümsemeler ekeyim yeniden, serpe serpe… Camların buğusunu berraklaştıran sesin yeşersin bahçelerinde… GİTME; Gideceksen de düşlerini bırak git! Mutfaktaki iki kişilik beceriksizliğimiz gelsin düşümüze, O iğrenç domates çorbasını, bir tutam sevda nasıl da mükemmelleştirmişti? Bir makarnanın sosu bir öpücükle nasıl bu kadar tatlanabilirdi? Ve bir balkon fesleğen kokulu, Nasıl da gökyüzü manzaralı bir düş bahçesine dönüşebilirdi? Gülümsememi ekleyip dikilirdim karşına, Bir öpücük dilenir gibi çocukça boynumu bükerdim… Her yıldıza bir isim verirdik, her düşe bir yarın… Bir şair, fısıldardı kulaklarımıza: “yıldızlar kaymaz” derdi. “gökyüzü taş atar sevdiğinin penceresine…” Kenetlenmiş iki el, cama yaslanıp ışıklarını söndürürdü gökyüzünün Ve iyi geceler derlerdi düşlerine… Sen gökyüzünden kollarıma düşerdin, ben düşümüzü beslerdim… GİTME; Gidersen paslı bir hüzün batacak yüreğime. Sesim ayaklarına kapanacak. Ve hüznüm tam da beni bırakıp gittiğin bu satırda, Dış kapının önünde uzun uzun öpecek seni… GİTME; Gidersen bitmeyecek bu şiir, Mavi bir gözyaşı damlayacak gözlerimden. Ki tüm kırmızılar elindeki gülde saklıdır… Gidersen, yanaklarımdaki ayna kırılıp kanayacak Gözümdeki zenci bebek yetim kalacak.. Seni anlatan bir gülümseyiş O an, tuzla buz olmuş bir kıyamet artık… GİDERSEN; Gamzelerim ağlayacak, Gözlerimden firari mavi ırmaklarla.. Sensizlik ıslatacak her yeri… Koyu bir sessizlik sızlanacak kanepenin üstünde, “günaydın” ların olmayacak, Gün aydın olmayacak… Gidersen hiçbir mum sevda taşımayacak alevinde… Bugün bir bavula sensizliği doldurup, Tıklım tıkış anıları da serperek üstüne, Bu çaresizlikten taşınacağım. Sen yine de gitme! Gideceksen de seni bana bırak öyle git! taner Çamer... www.yildizlarmaviaglar.com |
"Ben gülümsemene sarılayım, sen suskunluğuma…
Sen gülümsememe bayıl, ben yanaklarımdaki aynayı parlatayım…
Ve “nedenim sensin” yazayım...
Parmaktan kalemimle, sevgiden yanaklarına…"
Yüreğinize sağlık!