3
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2220
Okunma
Gecenin soğuğu
Kuru ayaza çaldı
Yorgunum
Uykusuzum
Umutsuzum
Bu gece
Ankara Garındayım
Seni bekliyorum âye
Yirmiüçkırkbeş trenini bekliyorum
Yani gecenin son trenini
Yani seni
Hangi şehirden gelirse gelsin
Hangi yönden gelirse gelsin
Seni getirecek olan treni
Seni bekliyorum âye seni
Gecenin tam yarısı
Yolcu salonunun
Kör ışıklı lambaları
Soğuk kanepelerde
Oturanları
Uyuyanları
Ağlayanları
Sarı ve soluk gösteriyor
Tüm adamları
Bilmem de bunları
Hiç tanımam bu yolcuları
Ben yalnızca seni bekliyorum âye
Yalnız seni
Elimde ne var hadi bil
Elimde kırmızı bir karanfil
Hani o senin sevdiğin
Kırmızı karanfil
Bir de ıslak mendil
Seni beklerken
Ağlamaklı gecede
Gar duvarında tozlu kristal ayna
Yorgun ve bitkin gösterir beni bana
Seni görmek için
Eğilip içine baktım ama
Göremedim seni
Yoktun âye
Ellerim ceplerimde
Sana ısıtıyorum ellerimi
Yoldan geleceksin ya hani
Üşümüş olacaksın
Paltom da sıcak
İçim zaten yanıyor sana
Kollarım seni saracak
Ellerim ellerini
Gözlerim seni ısıtacak âye
Her tren girişinde gara
Gözümü alıyor farları
Aydınlanıyor soğuk duvarları
Gözlerim kamaşıyor ışıktan
Bakamıyorum peronlara
Göremiyorum seni
Hâla yoksun âye
Şikayetçiyim geçmeyen zamanlardan
Bir de seni getirmeyen trenlerden
Bir de ağır ağır vuran kampanalardan
Bir de çelik raylardan
Üstümden geçiyor hepsi de bir bir
Durmadan durmadan âye
Son trenin girdiğinde gara
Gecenin körüydü Ankara
Tüm vagonlar boşaldı
Kapılar kapandı
Işıklar söndü
Umutlarım başa döndü
İçim yandı içim
Duvarlar sana saye
Gelmedin âye
Gözlerim gecelerde
Vagonlara asılı kaldı
Hey gülüm hey
Yine yoksun sen
Bu ne haldı
Ben yaşadıkça
Sana vuslatımdır gayem
Sen hiç gelmesen de
Ben seni yine beklerim âye’m
*muzaffer yıldırım
5.0
100% (3)