biri bire bölünce yine bir ediyorsa bildik yerde niye bölüyoruz ki
insan öldükten sonra yeniden diriliyorsa durduk yerde niye ölüyoruz ki
akıl ermiyor diye böyle sürüp gidecekse çölde o serabı niye görüyoruz ki
*muzaffer yıldırım
Paylaş
Beğenenler
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
öbekler arası uyaklamanın da katkısıyla, aynı Aristo mantığını sürdüren önermelere benzeyen zincirleme yapıları sergilemekte.
tema olarak, matematiğin, bildiğimiz değişmezleri ile, dinsel figürlerin koşut olduğunu; çıkarımının, öğretilerin irdelenmesine, daha aydınlık bakış açılarının oluşmasına yönelik çabalara dayalı olarak sorgulanmasına vesile oluyor..
esasen, böylesi temaların ve sonundaki anafikrin, insanın ve fıtratının üzerinde düşünülmesine, ezberi bozan, aklın yerine geçebilecek tüm öğeleri ayıklayan bir düşünce sistemini kurmaya çalışmak; tüm insanlık tarihinin emeli, yaşamın temel öğretisidir. yaşamdan sonrasına ilişkilendirilen öğretilerse, maddenin nihaî bir yansıma olduğuna ve metafizik bilgilerin katkısına dayalı mantığın, akıl yürütmenin sonuçlarından sadece birisidir.
akıl yürütmenin daha doğru olmasına yönelik geliştirici, aydınlatıcı kültürlerin çatıştırılması, çözülmesi çok uygun gözükmektedir. ancak öğretilerin sorgulanmasında ise bilgilerin tam olarak edinilmişliği çok önem taşımaktadır. bazı devasa öğretiler, düz mantığın çok daha ilerisinde irdelemeler gerektirmektedir. böylesi yargılar, her bir konumun farklı niteliklere, fazlara, dünyalara karşılık gelebileceğini dikkate almalıdır.
öğretinin ayrıntısına bakılırsa; bugünkü bilinen yaşam biçimi ile, dirilmekliğin sonrasındaki yaşam biçiminin aynı koordinatlarda, bilinç düzeyinde, neden/sonuç ilişkisinde olmadığı görülecektir. yani, dünya konumu ile mahşer konumunu bir arada değerlendirmek; öğretinin içindekilerin algılamalarına, ilkelerine ters gelecektir. yani, dünyadaki bir ile mahşer biri aynı şey değildir ki; bölesiniz.
böylesi çıkarımlara girmek için, öğretinin saygın inananlarına da hürmetle, belki bir dipnot ile dinsel figürlerle ilgisi olmadığına ilişkin bir bilgilendirme yapılabilir. böyle mesajlar; söyleşilerde çok rahat ifade edilebilen önermelerdir, ancak yayına girdiğinde ise, öğreti taraftarlarınca objektif karşılanmayabilecektir. çünkü, laik bir sanat yapılsa bile, dinsel figürlerin üzerinde "böyle bir şeye nasıl inanırsınız?" mesajını almak, yaşamını öğretilere göre biçimlendiren ve onu yaşayanlarca sanat olarak algılanmayacaktır.
yani, hiçbir inanca dayalı bakış açısı / görüş, bir oteli yaktıramayacağı gibi; hiçbir sanat, dinsel figürleri yargılayamaz. belki de gerçek laisizm budur.
düşündüren şiir için teşekkürler.. kutlarım. selamla..
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.