Ömrüm
Bir pazardan, yine başka pazara.
Gönlümdeki sevda, döndü nazara. Belki de zamansız girdi mezara. Ömrüm; el sırtındaki gömlek gibi. Hep onu bunu kovaladım durdum. Sanırım bir kaşık suda duruldum. Gide gele, ine çıka yoruldum. Ömrüm; karşı dağda esen yel gibi. Yamaçlardan ovaya sisler çöker. Dar yolda iki öküz kağnı çeker. Ağaçlar, sonbaharda yaprak döker. Ömrüm; yükseklerden inen sel bibi. Her gelen, geldiği yere dönecek. Arı misali gezdim, çiçek çiçek. Kimine bir insan, kimine böcek. Ömrüm; bülbüle eğilen gül gibi. Hiç buza yazılan sözler kalır mı? Yataksız dere, ummanı bulur mu? Çöldeki ot, sulalesi olur mu? Ömrüm; sevdaya tutulmuş el gibi. 02.08.2006 Ahmet Çelik Ceyhan |