...ÖMRÜMÜ ÇALARAK TATMADIN MI?
Gülüm;
İrem dallarıma bir birde Sinsicesine Usul usul biniş de, gizle çıkmadın mı? Sen benim canımdan da, çokça ötedesin Tek “Ekmel” parlayan, biricik aşkımsın Diyerek, bir basışta sen Üstüne zülâl deyip de, konmadın mı? Onları bir birde acımadan, nankörlükte Canımın içinin içi, sen Kırmadın mı? Beni yarı yolda, garipçe boynu bükük, niye korsun? Öz benliğime, karabasan bulutlarınla çöktün kahırlarla Gülben’ine; bir tek bandırışınla niye yoğurursun Gülüm bir tanem, beni çıkıt edip de sen Gam rüzgârının bağrına savuruşta Ortalarda da, üryan koymadın mı? Bu can çekmez, fazla kaldın, ram olan leblerde Bağrım da; yalman gibi artık Har-ı aşk ömrümde Her nedense? Bu kahırlarla dolu, şule şule bedende El diye, beni yalnız ve sükût bırakıp ta, zalim sen Değil mi ki? Dalga dalga içimi, harla yakışta koyup da giden… Dur! Ve de sus! Bırakma böyle beni kör kuyunda, acelen de ne? Firak bedende; neva tek sana mahsus Sen de; kal sana, sem darınla biraz Benliğimi yok sayarak, satarsın beni de sensizliğe Bende de sen Yitmedin mi? Gel otur soluklan, nankörlüğü bırak, inkâr da etme O görkemli “Ecmel” ve Tahirli Mazimizi… Ben seninim diyerek, Lamia gönlünü benimle Sence Şeytanlık serenatlarınla avutmadın mı? Beni yaban diyerek ortalarda mecalsiz bırakıp ta Sen! Beynimi ortadan söküp de, gitmedin mi? Canıma kangrenleri salan, canımın cananı yâr Hani atideki o muhteşem diyar? Ey canı can, ah yâr! Bu firak; ikimizi de girdabın da boğar Zulmünden de maraz doğar. Canın olup da; tüm şefkat ve merhametimle Seni, yalnız ben özle Canımın canı diyerekten, sarmadım mı? Sen! Vücudumdan erk helvasını ömrüm den Giz’den Çalarak, onu bir kırışta da “SEN”! Atmadın mı? İştiyak da “Mihman” olan gönül “Selman’ım” Sayen de; bir tek gün dahi “Meserret-i” de tatmadım… (09.06.2010)AZAP… |