Yaralarını Yâr Edindim Ey Yâr
Terli bir toprağı avuçladım da geldim
Eteklerinin dalga vuran kıyısına. Parmak uçlarımdan Rengarenk balonları özgürlüğüne saldım da Kırıklarına kol kanat olmaya geldim. Geldim işte. Seni ölüme kavuşturmadan Yaralarına yar olmaya geldim. Kapındayım ey yar. Aç en kanamalı sayfanı. Aç ta; Susuz dudaklarımı dayayayım Kapanmaz dediğin yaralarına. Yıldızları geceden kopardım da göç eyledim sana. Gecenin en karanlığına, Koynumdan bir mum alevi bıraktım. Saçlarına takılı bahar dallarından Bir nefesi kendime yontup Düştüm gözlerinin en agrılı bakışına. Bir iskeleye dayanmış sırtına, Dualarımın rica minnetini kabul etmeyip Bitmek bilmeyen sancılarına, Şeker ilaçlarımı yetiştiremedim ya. En ıslak yanımı deştim işte. Gecenin üçüne kurulu bir masalın Mutluluğa en yakın yanıydın sen. Bir ekin tarlasında kaybettiğim canımın Yongasına düşen bir umudun tek hayatıydın sen. Ve ben, Çulsuz bir sayfanın Taşralı ayağına yatırılmış koca bir yanılgısıydım. Ta ki sen gelene kadar. Ta ki sen umuda gebe kalana kadar. Geldin... Yaralarını yâr edindim ey yâr. Mutluklarımı ise sana gelin ettim. Korkma artık. Sancıların da benim. Varlığın da... Sen öldün mü bana kimse zarar veremez. Çünkü ben de seninle öleceğim.. Ve de ölmeliyim.. 5 Haziran 2010 Mavi Bilyeli Adam İsmail Sarıgene |
deniz ablam da cok guzel ses olmus
her iki yüreyi de kutlarim saygilarla...